27 Ocak 2007

Mimlendim..

Bloglar arasında gezerken görüyordum bazen, bir oyun oynanıyordu; elim sende gibi birşey. Sobelenen oyuncu, kısa kısa kendinden, burada bilinmeyen yönlerinden bahsediyor, sonra kendi seçtiği bir başka blogcuyu sobeliyor.


Dün sevgili Zerrin beni sobeledi. Kendine yakın bulup beni seçtiği için ona çok teşekkür ediyor ve sobesini seve seve kabul ediyorum.
(bu arada anladım ki, en zor olanı insanın kendini anlatması, kendinin farkına varması-kendimiz hakkında pek çok şeyin farkında değiliz aslında)

İşte benim bazı özelliklerim, hatta diyelim ki takıntılarım:



  • Güne bir fincan iyi kalite filtre kahve ve gazete ile başlarım. Filtre kahveden başka kahve içmem.
  • Müziği, yüksek sesle dinlemeyi severim ve arşivim için sürekli yeni cd alırım. Müzik olmadan resim yapamam.
  • Kitap delisiyim, kitapları topluca alır, okudukça ödünç vermeyi severim. Geri vermeyenlere kızarım. Kişisel gelişim, hazır reçete ve bilgelik kitaplarından çok sıkılırım.
  • Sinemaya, ve alışverişe yalnız gitmeyi severim. Hediye paketlerini mutlaka kendim yaparım.
  • Giyisiler mutlaka yüzde 100 pamuklu, zeytinyağı sızma, ev toplu, çarşaf beyaz, içme suyu soğuk, tabak ve bardaklar mutlaka cam olmalı. Yaz kış dondurma yenmeli, bütün canlılar sevilmeli ve korunmalı, acılar da güzel olan herşey de paylaşılmalı.
  • Girit ve uzakdoğu mutfağına ve sushi ye, yılbaşlarına, yaz kış havuzda yüzebilmeye, kuzey Ege ye, Kazdağlarına, mitolojiye, soğuk denize, denizin kokusuna, karın sessizliğine yağmurun kokusuna, söminedeki ateşin çıtırtısına, arkadaşlarımdan gelen telefona bayılırım.
  • Reprodüksüyon resim, plastik eşya, çin malı biblo, tül perde, floresan lamba, "takım" halindeki eşyalar, "mış" gibi yapan insanlar, yüksek sesle konuşmalar, trafikte canavarlık, her yerde bağıra çağıra cep telefonuyla konuşulması, fanatizm ve her türlü aşırılıktan - saygısızlıktan nefret ederim.
  • Hastalıktan, hastaneden, doktordan, uçaktan, kavgadan yüksekten, sevdiklerimden ayrılmaktan, dar-kapalı yerlerden çok, ama çok korkarım.
  • Paket lastiğine dokunamam
  • Sigarayı 4 yıl oldu bırakalı, hayatta daha çok nefret ettiğim birşey yok artık.
  • Araştırmayı, hergün yeni şeyler öğrenmeyi, her öğrendiğimi "neden?" diye sorgulamayı, bana böyle yapmayı öğreten okullarımı, interneti, kütüphaneleri, yeni şeyler öğrenmeme yardımcı olan herkesi çok severim. Öğrendiğim her yeni bilgi karşısından hala ne kadar "acemi" olduğumu düşünürüm.
  • Hayatın bana iyi davrandığını ve şanslı olduğumu düşünüyorum. Ve hayatımdaki en büyük şansım, en değerli varlığım elbette ki sevgili Kızım!
  • Kendimle ilgili oldukça fazla bilgi verdim, beni tanıdınız artık:) Şimdi oyunun kuralı gereği ben de tanımak istediğim komşularımı sobeliyorum- eğer kabul ederlerse tabi..

Sevgili Münevver, sevgili Nükhet ve sevgili Betül sobeee:))

6 yorum:

Adsız dedi ki...

merhaba İpek,

öncelikle kabul ettiğin için çok teşekkürler.. :) Sanal alemde insanın kendine yakın gördüğü insanları biraz daha tanıyabilmesi için çok hoş bir oyun.

Seni yakından tanımak ve ortak hislerimizin olduğunu bilmek çok hoş..

Sımsıcak sevgiler ...

Naile dedi ki...

merhabalar ipek, blogun çok güzel. Ayrıca sormak istediğim birşey var. Perşembe günü akşam için tuzlu bir tarif arıyordum senin tuzlu muffinler dikkatimi çekti. Eğer çarşamba günü akşamdan yapsam ertesi akşamına hala taze muffinlerim olur mu diye sormak istedim. Çalıştığım için bir gece önceden yapmam gerekiyor. Yok bunlar olmaz ama şu tarifim tam sana göre dersen başka bir tarif önerini de alabilirim.

Bana da beklerim :) sevgiler

aintabsofrasi.blogcu.com

ipek dedi ki...

Merhaba Naile,
Tuzlu muffinler ılık yendiğinde en güzel tadı veriyor. Ertesi akşama biraz sertleşmiş olabilirler. Sana şöyle bir önerim olabilir: Bir gün önceden bulamacı hazırla (bulamaç diye tarif ediyorum, görünümü aynen öyle çünkü:)buzdolabında ertesi akşama kadar rahatlıkla bekler-hatta kalıplara koyup da bekletebilirsin, akşam eve geldiğinde fırına ver. Zaten pişme süresi 15-20 dakika kadar.
sevgiler,
(Senin blogu her internete girişimde ziyaret ediyor ve çok da beğeniyorum zaten.)
İpek

Naile dedi ki...

tekrar merhaba, hızlı cevabın için teşekkürler ama önerini uygulayamam çünkü gideceğim bir yere götüreceğim ve işyerinden direk gidiyorum oraya da. Neyse olmazsa o gün hazır birşeyler alırım en kötü ihtimal.

Teşekkürler cevabın ve blogumla ilgili güzel sözlerin için..

sevgiler..

Adsız dedi ki...

Sobelenmiş İpek hakkında annesi olarak ben de birşey ilave etmek istiyorum; Pek çok meziyeti yanısıra son derece saygı sevgi dolu hakikatli bir evlattır. Ben de, kendi kızının da onun kadar hakikatli bir evlat olmasını diliyorum.

Adsız dedi ki...

Ablasının inci'si olarak da benim yazmak istedigim seylere gelince....Ama buraya sığarmı ki???Çocukken yapılan anlamsız didişmeleri atlayıp geçersek;ipek süper bir abladır,dosttur,arkadaştır,candır..İstemediği birşeyi ona kiiiimse yaptıramaz!Ama o,ne istediğini o kadar iyi bilir ki, ona birşeyi zorla yaptırmak, kimselere düşmez..Sevgiyi,heyecanı,üzüntüyü,sevinçi en ama en bi zirvesine kadar yaşar.Acccayip duygusaldır...Sevdikleri için yapamayacağı yoktur.
Hediye paketlerini gerçekten de kendisi hazırlamaya bayılır ve hediye seçme konusunda çok başarılıdır:)Kapalı hediye paketine dayanamaz!
Evet kendisi çok şanslı olduğunu düşünmekte haklı; ÇÜNKÜ ONU ÖMRÜNÜN SONUNA KADAR ÇOK SEVECEK ve YANINDA OLACAK,"HA" DEDİĞİ YERDE "HAN" KURABİLECEK BİR KARDEŞİ VAR.Fakat ufak bir tavsiye...sinirli olduğu zamanlarda sadece tedirgin bir tebessümle ufak ufak yok olun :(
E o kadar da olsun canım, adı ipek diye hiç bir şeye de sinirlenmesin mi yani...O kadar saymış yukarda kızdığı şeyleri... ÖPÜYORUM ONU KOCAMAN!!HERKESE SEVGİLER..