Henüz daha gerçek yüzünü dahi görmediğimiz cehennem sıcakları, orman yangınları, ne zamana kadar süreceği belli olmayan susuzluk, bu susuzlukta her başımı çevirdiğim yerde gizlice, hortumla ve bol köpüklerle foşur foşur arabalarını yıkayan bir kesim.
Susuzluktan, yakında kendileri bitlenecek ama olsun, varları yokları canım arabaları misler gibi olsun. Bu toz toprakta, iki gün sonra yeniden leş gibi olacak ama, yine yıkar nasıl olsa. Kendisi leş gibi ter koksa da...
Gece uykumdan su sesleriyle uyanıyorum. Sitede, yan apartman kapıcısı gürül gürül bahçe suluyor. Tam bir saat! Bitti sanıyorum, bitmemiş. Bir de arabasını yıkadı elbette. Aynı metodla!!
Belediyeyi arıyorum gecenin ikisinde, haliyle cevap yok.
Çok canımın acıdığını hissediyorum. İnsanlara çok kızıyorum, hatta umudumu neredeyse tamamen yitiriyorum. Kendimi çok ama çok yalnız hissediyorum bu ülkede.
Derken posta kutumda bir mail, aşina birinden.
Mimi nin okulundan bir veli, üstelik Acemi Aşçı okuru. İşiyle, yavrularıyla, yaptıklarıyla ışıl ışıl, dünyalar güzeli bir kadın.
Diyor ki:
Okudum."Benim 5 yıldır gönüllük ilkesiyle 1 yıldır da Anayüreği Çocuk ve Aileyi Destekleme Derneği (kurucularındanım) olarak verdiğimiz çabalara içiniz ısınır, beğenir sitenizde de link olarak yer verirseniz çok sevinirim.
Sitemiz www.anayuregi.org, buyrun bekleriz.Olmaz derseniz de hiç kırılmam"
Bir anda bütün umutsuzluklarımdan, kızgınlıklarımdan ve yalnızlığımdan kurtuldum.
Bu güzel insanların varlığı içimi öyle bir ısıttı ki.
Arkalarında ne büyük patronlar, ne büyük paralar, ne herhangi bir parti ya da fikir.
Tek sermayeleri yürekleri.
İnsan olmanın sorumluluğunu yüreğinde yaşayan, anne yüreğindeki sevgiyi ihtiyacı olan tüm çocuklarla paylaşmaya hazır olan bu güzel insanlar karşısında saygı, onur, güven, gurur, sevgi.. Ne hissedeceğimi şaşırdım.
Onlara katılmaya karar verdim.
Sizlerden ricam, lütfen bu derneği inceleyin, izleyin ve düşünün.
Sonra siz de belki kendinizi, benim gibi, daha iyi hisseder, yalnız olmadığınızı, yakınızda bir yerlerde çok güzel insanlar olduğunu, çok güzel şeyler yaptığını fark edersiniz.
Belki siz de katılırsınız; desteğinizle, emeğinizle ama en önemlisi sevginizle. Çünkü okudukça fark edeceksiniz; en çok gereksinim buna..
Teşekkürler Figen, sen ve dostların; iyi ki varsınız!
İyi hafta sonları herkese..
16 yorum:
İpek yazdığın yorum için teşekkü ederim, o senin inceliğin...
Bu derneğe mutlaka bakacağım, yapabileceğimiz bir şey varsa ne mutlu bana.
Su meselesini değindiğin için teşekkürler. Bilhassa geceleyin bahçe sulamaları artıyor. Benim de gözlemim bu. Ne yapabilirim, bilmiyorum. İkaz ettiğim bir kişi, suyu kuyudan aldıklarını söyledi. Doğru mu bilmiyorum...
İpekciğim,
Siteye girdim ve patlamış mısır hikayesini okudum. Gözlerim dolu dolu oldu. Ben de senin gibi gönüllü olarak insanlık yararına böyle işler yapanları gördükçe mutlu oluyorum.
Su meselesine gelince.. Haklısın, bahçe sulayanlar çok gereksiz yere harcama yapıyorlar. Tabiki sulanmalı, 2 gün önceki kavurucu sıcaklara bizim gibi bitkilerin de dayanma gücü yok. Ama boşa su akıtmak, yolları sulamak, araba yıkamak çok yanlış.
Sevgiler
Aslıcığım, ilgin için teşekkürler. Onları takip etmek, yaptıklarını, başardıklarını izlemek bile güzel. Çünkü izledikçe "ben de yapmalıyım" duygusu öne geçilmez hal alıyor zaten..
Çok sevgiler
Sevgili Melike,
Kuyudan çektiği suyla gece yarısı sulama yapmasına gerek yok, bence yaptığı ayıbın yanına bir de yalan söylüyor bu insanlar. Ne yapacağız bilemiyorum inan ki..Ben gördüğümü belediyeye şikayet etmeye kararlıyım.Belki biraz caydırıcı olur. Elimden tek gelen bu. Bizler evde her damla suyun hesabını yapıp, ziyan etmemeye çalışıp, pek çok şeyden vaz geçerken, bu yapılanları aklım almıyor.Kurtarabildiğim kadar suyu kurtaracağım!!!!
Sevgili Selen, Böyle insanları görüp de mutlu olmamamak mümkün mü?
Hayat ne yazık ki, herkese adil davranmıyor, bu yüzden özellikle tam da şimdi, hepimiz için bir şeyler yapma zamanı.
Su işine gelince; Ankara da su bitti sayılır. Ağustosta kesiliyor sularımız. Bir süredir alarm verilmiş, halı ve araba yıkamak, bahçe sulamak yasaklanmıştı. Oldukça yüklü cezaları var üstelik.
Sevgiler
Doğru yere ulaştığından emin olduktan sonra, kimse yardımlarını esirgemez. Sevgiye, desteğe ihtiyaç duyan bir çocuğun yanında olabilmek, onun ihtiyaç duyduğu ilaç ve ya da tedavi kadar onu iyileştirecektir.
Su konusunda, edepsizce belki ama benim sitemdekileri biliyorsun: İlk susuzluk çekecekler, suuuu diye kıvranacak kişiler, bahçesini sulayan arabayı yıkayan olsun. Ayrıca kuyu suyu da dünyanın ve ülkemizin yeraltı kaynağı. Sonuçta kuyu suyu Ay'dan gelen bir su değil. Bu bir savunma olmamalı, pervasızca su kullananlar, hakettiklerini yaşasınlar. Öfkem için özür dilerim ama boyle işte. Türküz ya, bizim suyumuz bitmez.
sevgili İpek
sen de son derece duyarlı bir insansın. simdi ben de girip bakacagım siteye, haber verdigin icin sagolasın.
su meselesine gelince inan ki ben de ne apacagımı sasırmıs durumdayım. evi bidonlarla doldurduk ama bakalım nereye kadar?
kendine iyi bak,
sevgiler
gorki
Ah Ipek uzun uzun yorum birakmistim neden gelmedi anlamadim. Kisaca anne yuregini daha bu bir kac annenin hastane ziyaretleri sirasindan beri biliyorum, destekliyorum. Onlarla hic karsilasmadim yuzyuze ama yureklerinin ne kadar buyuk oldugunu bilecek kadarda taniyorum. Ister Sebnem, ister Figen ve de digerleri o kadar harika isler cikariyorlar ki. Insan olarak, anne olarak onlara katkida bulunmak zaten bir boyun borcu bence. BIl;iyor musun Sebnem ve esi bir de koruyucu aile olarak kimsesiz bir cocuga kocaman yureklerini kollarini actilar, kimbilir kacimizin isteyipte yapamadigi seyi yapmaya cesaret ettiler. Bu orneklerin etrafimizda olmasi ayni seyler icin cesaret almamiza cok buyuk katkilar saglayacaktir.
Bir de su konusu var ki bir yandan sebze yikadigi suyla cicek sulayanlar diger yanda sulari gurul gurul bosuna akitanlar. Yazik cok yazik
Sevgilerimle.
Sevgili Dostum, Deniz ciğim,
Yeniden bir araya geldiğimizde, el ele verip neler yapabilirizi konuşalım. Ben bir nebze de olsa faydamız olacağından emiminim.. İnternetin bu konudaki gücü büyük, en verimli hale getirmeye çalışalım.
Su hakkında çok konuşmuştuk, sonunda geldi çattı işte kesintiler. Haklı öfkeni paylaşıyorum.
Görüşmek üzere, öpücükler..
Gorki ciğim,
Haklısın, her yer bidon dolu. Ama olası hastalıklar için ne yazık ki, çok fazla çaremiz yok. Durmuş, beklemiş sular en tehlikeli mikrop yuvaları.
Mimi yi okula gönderip göndermemeyi düşünüyorum kara kara..
Sevgiler
Nükhet ciğim, kocaman yürekli arkadaşım...
Onları en iyi sen anlattın işte. Ben buradan yapabileceklerimizi duyurmaya devam edeceğim. Katılım sağlanacağına yürekten inanaıyorum. Burada, paylaşmanın sadece pasta börek olmadığına inanan binlerce insan olduğunu biliyorum-eminim.
Su konusunda halimiz içler acısı gerçekten. Boşa kullanım hala, ama hala devam ediyor ne yazık..
Sevgiler, öpücükler
Dogru yerde dogru insanlarin olmasi. Cok güzel haberler okudum bugün burada. Tesekkürler ve tebrikler :)
Sevgilerimle,
Ipekcigim,
Acaba su konusunda "ornek uygulamalar"/ "iyi ornekler" bolumu acmayi dusunur musun blogunda? Ben olumsuz orneklerin yaninda guzel uygulamalar da duyuyorum ve memnun oluyorum. Kimisi kendisini zorlayip daha az dus aldi, kimisi meyva yikadigi sularla balkonunu yikiyor, vs. Nunlari paylasirsak daha iyi yol aliriz bu su konusunda... Sikayet meselesinde ise haklisin; ama gene acaba "bilinclendirme gruplari" olusturulabilir mi sikayetten once? Daha pek cok sey yapilabilir aslinda.. Bunlari daha cok paylasalim.
Sevgiler...
b5, sanırım kilit cümleyi söyledin: Doğru yer, doğru insanlar...
Sevgiler
Melike ciğim,
Burada yazılanları okuyanlar, eminim ki yapılabilecek her türlü tasarrufu zaten yapıyorlar. Ama hortumla araba yıkayanlara buradan ulaşabilir miyiz, çok emin değilim.
Onları yüz yüze konuşmayla bile ikna edemiyorsun..(tecrübeyle sabit) Ama güzel fikirleri paylaşmaya varım, aklımıza gelmeyen birşeyler belki de birilerinin aklına gelmiştir. Mesela: Su kesintisi sırasında kesinlikle yapılmaması önerilen şey: Küvetlerinizi asla doldurmayınız.
Bidon, kova vs kullanınız. Küvet doldurmak, çok fazla su israfına sebep oluyor.
Ayrı bir yazı hazırlayacağım, yardımcı olur musun?
Sevgiler
Selam İpek,
Tespitin ne kadar doğru. Cumartesi günü bir gazatedeki haber çok içimi acıttı. "İzmirliler sularına sahip çıkabilmişler ama İstanbullular çıkamamışlar." Ankara' da başlayan kısıtlamalara bakınca Ankaralılarında pek sahip çıkabildikleri söylenemez. Çok düşündüm neden İzmirliler başarmışta biz başaramamışız, İzmir' in insanı daha mı çok okuyor? Belediyesi daha iyi mi duyuru yapmış? İzmirliler daha mı duyarlı? Biz zaten dikkat ediyoruz, dikkat etmiyenleri nasıl uyaracağız, bilgilendireceğiz. Benim bahçem var, çiçeklerimin susuz nasıl boyunlarını büktüklerini, gözümün önünde sararıp gittiklerini, toprağın nasıl çatladığını görüyorum, apartmanda yaşayan insanlar bunları göremiyor malesef. O insanlar ancak suları kesildiğinde birşeylerin farkına varacaklar. Bir müsibet, bin nasihatten iyidir. Belki bu kesintiler birilerine birşeyler anlatır :(
merhaba bende uzun süredir sizi okuyor ve blogumdada linkinizi bulunduruyorum .hiç yorum yazmamıştım.bu derneği bir kaç gün önce bende gördüm ve katılmayı düşünüyorum.evet kuyu suyu kullanılsa bile oda bizim suyumuz ,hele halı yıkamacıların yaptıklarını duyunca iyice bir sinir oldum, sözde kuyu suyu kullanıyoruz diyorlar ama eşimin duyduğuna göre su saatini ters çevirip kullanıyorlarmış yani hem şebeke suyu ,hemde bedava yuh artık dedim.bende sebze yıkadığım suları ve duşta sıcak su beklerken akan suları biriktirip çiçeklerimi sulamada kullanıyorum.3-5 kişi bile olsa duyarlı insan olması ne güzel.
Merhaba İpek,
Nasil bir yazi hazirlayacaksin? elimden gelen bir şey varsa yapmak isterim tabii ki...
Bu arada, konu açılınca herkes bir şeyler söylemeye başladı. Benim kastım da buydu. Belki bu işin sanal alemde daha iyi işleyen mecraı da vardır ama yine de üstünde durmalıyız bence. Ben de sebze-meyve yikamak icin kullandigim suyu biriktirip sokaktaki ağaçlara veriyorum. Bugün baktım da sokaklarda pek çok ağaç var zor durumda olan. Özellikle yeni dikilmiş, genç ağaçlar... Arabamın camının önünde bedava yıkama kuponlarıyla geziyorum. Sular bollaştığı zaman kullanacağım.
Sevgiler,
Melike
Çocuk Gibi merhaba,
Gerçekten İzmir halkı suyuna sahip çıkarak bence çok önemli bir mesaj vermiş: Demek ki kesintisiz de tasarruf olabiliyormuş! Önemli olan tek faktör; insan!
Kesintiler ne yazık ki, daha çok su israfına sebep olacak gibi görünüyor.
Çünkü biriktirdiğimiz suları son damlasına kadar kullanmalıyız, aksi taktirde, yeni israf olacak.
Sayfandaki yazı çok güzel olmuş eline sağlık:)
sevgiler
Figen merhaba, bu ilk yorumun için teşekkür ederim.
Yukarıda da yazmıştım, temel faktör insan. İnsan, yapmak istediği sürece, saati de ters çevirecek, kuyu suyu diyecek, binbir bahane ya da yalan dolanla işini yapmaya devam edecek. Önemli olan insanı "insan" yapabilmek..
Bizler fikirlerimizi paylaşalım, kurtarabildiğimiz kadar suyu kurtaralım. Su ısınmasını beklerken kova koyarak, suyun her damlasına değer verdiğin için seni kutlarım.
Sevgiler
Melike ciğim,
Su kesintisi sırasında, özellikle küçük çocukları bekleyen hastalık ve salgın tehlikelerine karşı koruyucu önlemleri toparlayıp burdan duyurmayı planlıyorum. Senin ( ve tabi herkesin ) katlılarını bekliyorum.
Sevgiler
Selam İpek,
Tabii ki elimden geleni yapmak isterim. Haberlerini bekliyorum...
İzmirliler/Ankaralılar meselesine hemşehrilik ya da rekabet penceresinden yaklaşmak bir çözüm olabilir mi? Ankaralılık kavramı üzerinden hareket ederek, "İzmirliler yapmış, biz de yapalım" diye yola çıkılabilir mi? Öte yandan, bildiğim kadarıyla İzmir'de su tasarrufu için özel olarak bir kampanya düzenlenmiş. Organizasyon ciddiyeti de var...
Sevgiler...
Yorum Gönder