05 Ağustos 2009

yaza düşülen notlar-1


Birbirinin aynı sanılarak geçen günler, henüz yaz bitmeden meğer ne çok anı biriktirmiş. Biraz sukunet, biraz rehavet derken, aslında hareketin tam da ortasında bulmuşum kendimi.

okul
Okulların kapanmasından çok önce başlamıştı yeni okul arayışımız. Yanlış seçimimizi tekrarlamamak, yeniden kandırılmamak için kılı kırk yardık.
Onun ruhunu, canını acıtmayacak, kaybettiği güvenini/özgüvenini tamir edebileceği, kendini ifade edebileceği, korkmadan severek gidebileceği, ona ve bize gerçekten değer verecek bir okul aradık durduk.
Sonunda da galiba aradığımızı bulduk. Umarım tekrar yanılmayız!
Sadece iki üyesini sevgiyle hatırlayabileceğim eski okulun (okul demek içimden gelmiyor ya), artık hayatımızdan tamamen çıkmış olması en büyük sevincim.

tatil
Okul işi hallolunca ufacık bir tatil yaptık.
Mimi, teyzesi, anneanne ve dedesiyle tatilini daha da uzattı. Hatta bizden tamamen koparak, onlarla İstanbul kaçamağı bile yaptı.
İlk kez ayrı kaldım kızımdan. Yavrularından uzaklarda yaşayan annelerin burun direkleri neden hep sızlar, gözleri neden her an sulanmaya hazırdır; anladım.

Kızım bu yaz artık balıklar gibi yüzüyor. Onun yüzme öğretmeni olmak gurur verici olsa da, suyun içerisinde bana sarılıp da yüzmesini özleyeceğim

bahçe
Bu yaz ıssız bahçemize minicik bir kulübe kondurduk. Sıfırdan bir hayat nasıl başlıyor, deneyimledik. Musluktan akan su, minik bir mutfak, ve hatta temiz bir tuvalet, bozkırın ortasında olunca ne büyük lüksmüş; keyfine vardık.
Küçük deremiz bu yıl kurumadı, akıyor. Su sesi ruhumuza iyi geliyor. Kuş cıvıltıları da öyle.
Çitlerin yanına gelip bizi selamlayan inek ailesi, o kadar yakından olmasa da çan seslerini keyifle dinlediğimiz koyun sürüsü yeni komşularımız.


Bu yıl ürünümüz çeşitlendi, seneye daha da çeşitlenecek; gittikçe tecrübeleniyoruz:
Marul ve kıvırcıklarımız tül yapraklarınyla arz-ı endam ettiler.
Domates, biber, kabak ve patlıcanlar kadrolu eleman.
Kavun, karpuz, pırasa, soğan, fasülye, havuç yeni üyelerimiz.
Semizotları zaten heryerde:)
Seneye her yere sultani bezelye dikeceğim; bir sebzenin çiçeği bu kadar mı zarif bu kadar mı güzel olur?
Pepino ve enginarlar bu yıl bahçemizin ağır topları.
Böğürtlenler çitleri sarmakla meşgul, meyvaların olgunlaşmaları için sabretmek, yemeden durabilmek öyle zor ki..

Az kalsın unutuyordum: Bu yıl bahçemizde kovanımız ve çalışkan, tombul bal arılarımız; yani saf balımız var.
Yumurta , süt, un gibi ihtiyaçlarımızı da yakınımızdaki köyden almaya başladık; hem tamamen doğal/katıksız.

Kulübemiz bitince dostlarımızı bahçemizde ağırlamaya başladık. Sebze/meyve toplamacayla başlayan keyfimizi mangalla sürdürüp, günbatımında semaverde demlenen çayla tamamlıyoruz.

Macera seven misafirlerimize, köyden çağırılan traktörlerin araçları kurtararak sonlandırdığı off-road sürprizlerimiz bile var:)

Ama ne ağaç, ne serüven; konuklarımıza en büyük ikramımız "sessizlik". Onlar en çok bundan büyüleniyor.
Biz de öyle.



küçük melekler
Bu yaz bizim ailemize yeni bir melek katıldı:
Simin henüz göremese de küçük kuzeni Zeynep'i çok merak ediyor.
En küçük Biçer -artık- Zeynep Biçer:)

Sağlıklı, mutlu ve sevgi dolu, uzun bir yaşamın olsun minik Zeynep.

Ailemize hoşgeldin...



Günler hızla akarken, arada dostlarımızın güzel haberleriyle onların mutluluğunu paylaşıyor, seviniyor heyecanlanıyoruz. Özlemle beklenen bir başka bebek annesinin kucağında yerini alırken, uzaklardan diğer bir meleğin, Ebru Nur'un kızınının Aralık'taki gelişi için heyecanlanmaya başlıyoruz.




Sağa Hizala

Hayat
Hastalıklar da oluyor elbette; ufak tefek şeyler. Her biri yaşamın, sağlıklı olabilmenin ne değerli olduğunu ve birbirimizi ne çok sevdiğimizi yeniden hatırlatarak çekip gidiyor. Biz kez daha karar veriliyor:

Yaşanan her an, kendi hakkını ister.

7 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba,

güzel ve yogun yazgünleri yasiyorsunuz.
Iyilik haberlerinizi okumak cok güzel!

Mimi adina da cok sevindim. Insallah islenmekte olan pirlanta, orada yeni ögretmenlerinin katkilariyla daha da bir parlar, degerlenir...

Hersey hayirlisiyla gönlünüze göre olmasi dilegiyle...

Hosca, saglicakla ve mutlu kalin!

TülayK

Adsız dedi ki...

Fasulyeler şimdi tencerede,
Off-road!dan kalan çamurlar arabada, pencerede,
Sensei'ye sorarsan der ki,
4 4'lük kadın lazımdır her eve
.....

Tekrar teşekürler O güzel gün için.

Leylak Dalı dedi ki...

Sonunda döndünüz İpek hanım, özledik. Hele Mimi'yi daha çok özledik. Bekliyoruz güzel tariflerinizi ve sohbetlerinizi.
Nurşen

Hamiş: Sahi, bahçeniz nerede?

müjde dedi ki...

Ne kadar da keyifli.Bu aralar benim de tek istediğim böyle bir bahçeye sahip olmak.:((
Orada kendi sebzemi ve meyvemi kendim yetiştirmek istiyorum.
Emeğimin ve sabrımın karşılığını görmek...

Naile dedi ki...

İpek öyle güzel yapıyorsunuz ki! Biz de güya yaz yaşıyoruz, kapalı taş binalar içinde klimalarla...

Unknown dedi ki...

Ipek'cigim, sayfanda bana da yer vermen beni cok mutlu etti...Insallah bu haberin tamamina erip, somut olarak karsimiza ciktigi ani da sevincle karsilariz hep birlikte...
Simin'in ilk okul yili hayirli olsun. Ona basarilar diliyor,opuyorum.
Sevgilerimle,
ebru o.

ipek dedi ki...

TülayK,
Güzel temennileriniz ve mesajınızı okumak keyif verdi, çok teşekkür ederim.
Dilerim sizler de yazı güzel, keyifli ve sağlıklı geçiriyorsunuzdur.
Sevgiyle...

Evimizin Yıldızı,
Aman bizim sensei şair olmuş, döktürmüş:)) Ama ben, tabii ki 4-4 lük kısmına keyiflendim en çok:) (Facebookta çok hit aldı bu yorumun ve aynı tevellüt arkadaşlarım tarafından hemen kendi doğumgünlerine uyarlanıverdi, bilesin:)
Bahçemiz sizin gibi bir doğa severi ağırlamaktan her zaman mutluluk duyacaktır efenim; gündoğumunda yogayada bekliyoruz..
sevgiyle...

Leylak Dalı,
ben de bu güzel karşılamalara çok sevindim, teşekkür ederim:)
Mimi çok anı biriktirdi, yakında onları da yazmaya başlarım:)
Bahçemiz Temelli yakınında, yani şehirden tamamen uzakta. Ankara'ya 50 km.
sevgiyle..

Müjde,
umarım en kısa sürede hayallerin gerçek olur. bu benim de hayalimdi ve gerçekleştiği için çok mutluyum.
Bahçe işi göründüğü kadar kolay değil, hele de alan büyükse. Akrep, yılan, kene riski; bunlar da cabası:))
Yine de emek+sabır=mutluluk+huzur denklemi en çok burada gerçekleşiyor.
sevgiyle..

Naile,
Bizim tercihimiz böyle bir yaşantı oldu. Önceliklerimizi buna göre belirledik, ve yaşantımızdan pek çok şeyi bu amaca göre eledik. Beton binalar-klimalar kaderimiz değil, arada nefes alacak ortamlar da yaratmak gerek. Her cumartesi pazar 100 km yol yapıyoruz ama değer.
Emin ol böylesine kaçamaklar zor değil..
Sevgiyle...

Ebru'cuğum,
Güzel haberi buradan da paylaşabilmek dileği ile, hepinize sevgilerimi gönderiyorum...
Teşekkür:)