(Fototğraf sevgili İnci'ye ait)
Sonunda şeytanın bacağı kırıldı gibi görünüyor :) Yazabiliyor muyum ne?
Yeni yazı bulmak umuduyla, vazgeçmeden sayfayı ziyaret edip, her seferinde hayal kırıklığı yaşattığım herkesten özür dileyerek başlamalıyım. Biliyorum bu sefer ayrılık çok uzun oldu.
İşte bu ayrılığın kısa bir özeti ya da, bir yazın kendimle muhasebesi:
Bütün yazı Ankara'da geçirmiş biri olarak yaz bitmek bilmedi bu yıl. Ve üstelik çooook da sıcak. 40 derecelere gözümüz alıştı da, 45 oldu mu "sıcaktan bunalmaya" başladık. Denizi her zamankinden çok özledim.
Hele Bozcaada'yı...
Büyük keyifle başlayan bahçe uğraşımız bu yıl hayal kırıklığı ile sonlandı: Aşırı sıcak ve kuraklık, çalışanların işi bırakması vb, elimiz kolumuz bağlandı. her hafta gidebildiğimiz kadarıyla biz idare etmeye çalıştık. Herşeye rağmen, yalnızca enginarlar için bile buna değdi:)
Laby yaz başında çok hastalandı. Bir hafta kadar evden ayrıldı, hastanede kaldı. Atlatamayacak diye düşünüp çok üzüldüğüm zamanlar bile oldu. Neyse ki bu güçlü kara kız direndi, pes etmedi, bizi bırakmadı... Eve geldiğinde hala serum yeri bantlıydı
Tatile gidemedik ama, evimizin terası, sıcak yaz akşamlarında kurtarıcımız oldu. Neredeyse hep orada yaşadık. Mutfağa, salata yapmanın dışında girmedim. (Ha bu arada gerçekten sıcaklarda yemek bile yapamadım..)
Misket, bir sabah gittiği bahçe gezmesinden dönmedi... Laby ve Mimi hala yolunu gözlemekte...
Misket'in ayrılışının ertesi günü, hepimizi şok eden bir şey oldu.
Bütün günümüzü geçirdiğimiz bahçemizin üzerine, binanın en üst kat balkonun parapeti düştü, büyük bir gürültüyle patladı... Her günkü rutinin dışında bir gün yaşamakta olduğumuzdan (bu şans mı, kader mi, ya da her ne ise) hiç birimiz orada değildik. Mucize eseri kimseye bir şey olmadı
O günden bu güne, ne dışarı çıkabiliyor, ne de bu olanları açıklayıcı söz bulabiliyoruz...(soranlar için hemen söyleyim: annemin ısrarı ile asılmış koca bir nazar boncuğumuz bile vardı) Böylelikle bu yıl için bahçe keyfimiz bitti...
Biz bu yaz tatile gidemedik ama Mimi, annene/dede/teyzeyle epeyi deniz keyfi yaptı.
Tatil sonunda olması gereken kulak/boğaz operasyonuna denizin faydaları sayesinde şimdilik gerek kalmadığını öğrenmek, bizi mutluluktan havalara uçurdu.
Bu yaz Mimi çok büyüdü. Görüntüsü oldukça değişti.
Kendi kararıyla kulaklarını deldirdi. Doktorun kararıyla gözlüklü oldu:) Doğanın kararıyla da, ön dişler, yenilerine bırakmak üzere yerlerini terkettiler..
Eylül büyük bir telaşla geldi...
Mimi'nin doğumgünü yer yıl olduğu gibi "coşkuyla" kutlandı:) Bahçede yapılması planlanan parti, dışarıdaki tehlike sebebiyle, içeriye alındı..
Bayram, referandum, dünya basket şampiyonası, okul hazırlıkları; ard arda bizi nefessiz bıraktı.
Şimdi ortalık sakin:)
Ah! bütün bunlara bir de okul değişikliği sıkıştırdık araya...Hem de ne değişiklik: Okul açılışından 2 gün önce belli oldu:)
İşte koca yaz, şu kadarcık özete sığdı bile:)
Ben mi?
Her zamanki gibi kafamda, çoğu başlamadan çöpe giden bir sürü yeni projeyle didiştim durdum...
Ankara'da geçirilebilecek en güzel yazlardan birini geçirdim, çok spor yaptım bol bol yüzdüm (şaka gibi değil mi?:)) Pek çok 3y biriktirdim.
"İnsanlarla ilgili öğreneceğim herşeyi öğrendim artık" dediğim an, yepyeni insanlarla, yepyeni hayat tecrübeleri yaşadım; şaşırdım, kırıldım, üzüldüm... Eski dostların bir gülüşüyle kendime geldim, sevindim, mutlu oldum...
Daha ne olsun ?....
Merak etmeyim, mutfağa da giriyorum artık:)
Bir de son not:
Mimi'nin sayfası yeniden açık. Ben muhtelen sık ekleme yapamam ama, Mimi artık kendi anılarını kendi yazmak, yorumları kendi cevaplamak ister diye düşünüyorum...Orada da sevgiyle paylaşmak dileği ile...
11 yorum:
hoşgeldiniz sefalar getirdiniz
Sonunda hoşgeldiniz:))
Yaz aylarını gerçek yaşama verilmiş geçici bir ara gibi düşünürüm hep, rutinin dışında, miskin, gevşek.
Ben de çoğunluk Ankara'da geçirdim ve doğduğumdan beri en sıcak geçen yazına şahit olup iyi ki Antalya'da değilim dedim. Şu an oradayım ve hala cehennem sıcağı var, en kısa zamanda kaçacağım Ankara'ya.
Kazayı ucuz atlatmışınız, ilk aklıma gelen "nazar" oldu ki mistik konulara pek pabuç bırakmam. Çok geçmiş olsun.
Post gibi bir yorum oldu ama özlemişim sizi, Mimi'ye kocaman öpücükler, yeni ders yılında başarılar. Bizi yazısız bırakmayın. Sevgiyle...
Yaşasın geldiniz.Bende ara ara bakıyordum meRakta etmiştim.NEYSE HOŞGELDİNİZ.sevgiler.
Of vallahi ben yoruldum okurken.Yorucu bir yaz.Hem güzel anılar hem umulmadık kazalar.Böylece geçmiş gitmiş olsun.ine görüşmek, paylaşımlarınızı okumak çok keyifli.Hoş geldiniz.
PS: Mimi hakikaten çok büyümüş.Yakın da keşfettiğinde lens de ister o:))
Gecmis olsun...!
Aramiza tekrar hosgeldin...
şükür kavuşturana diyorum, çok özlettiniz kendinizi, iyi ki döndünüz, takipçinizim.
Merhabalar,, döndüğünüze çok sevindim.. Bazı insanların konuşmasalarda yazmasalarda yolu gözlenir ,onlar özlenir ya sizde bizm için öylesiniz bazen hep yorum yazdığım halde hiç ama hiç dönmeyen bir satırlık yazı yazmayanlara kırılıyorum ama bu sözüm nedense değil nedense.. hepimiz burada bir şeylerin acemisi değil miyiz? Neden geldiğimiz yerleri unutuveriyoruz.. Biraz sitemli oldu ama içimden gelenleri yazmak istedim.. Öncelikle gerçekten ucuz atlattığınız kaza için çok geçmişler olsun, Mimicik genç kız olmuş artık ,ona başarılı bir ders yılı diliyorum.. Bu sene bizim bahçede inanın sizinkinden farklı değildi..Güzelliklerde görüşmek ve paylaşmak üzere sevgiler..
İpekçim hoşgeldiiiiin :))))
Büyük tehlike atlatmışsınız, çok büyük geçmiş olsun. Bu yaz herkesin ve herşeyin dengesini bozdu sanırım. Bir daha bu kadar fenalar fenası bir yaz sıcağı ve rutubeti gelmez umarım :) Bu arada Datça'da da doğru düzgün domates yoktu bu sefer gittiğimde. Ya kurtlanmış ya da hastalanmışlardı.
Bak sen Misket'in yaptığına :((( Şaşkın kedoş... gitmeseymiş keşke :(((
Seni ve Mimi'yi kocaman öpüyorum.
Sevgiler :)))))
Hoşgeldin İpek:))..
Seni, güzel yazılarını, hepsi birbirinden renkli, iç açıcı fotoğraflarını ve tabi ki güzel tariflerini özlemiştik..
Sevgiler:).
aslı
Kendimce,
bu güzel karşılama için teşekkür:)
Leylak Dalı,
Her zaman rasyonel akıl taraflısı olarak, hayatımda ilk defa bu sıradışı/akıldışı olaya takıldım kaldım. ve inan ki böyle düşünmek için gereğinden çok nedenim vardı:)
yeniden merhaba..
Tuba,
hoşbulduk:)
Defne,
teşekkürler.. tatil dediğin ancak bu kadar yorucu olur değil mi mi?
Ahh korkarım lens konusu en kısa zamanda gündeme gelecek..
sevgiyle..
Serap,
çok teşekkür ederim..
Gizemli tatlar,
Sizler böyle yazdıkça ben de burayı ne kadar çok özlediğimi fark ediyorum, çok teşekkürler
Şükran,
yolu gözlenecek kadar değerli olmak..böyle bir değeri hak edebilmişsem daha ne isterim ben?
zaman zaman benim de, mesajları atlayıp cevaplayamadığım olduysa, kusura bakma lütfen. buraya yazılan her kelimenin çok değerli olduğunu ve yerine ulaştığını bilmeni isterim. bu yüzden de okuyucu yorumlarına cevap yazmamayı davranış şekline dönüştüren bloggerlere ben de sitem ediyorum..
seevgiyle..
Sndr..
yeniden merhaba:)
misket ilginç şekilde kazanın sabahı kayboldu. biraz mistik olacak ama; eğer gitmeseydi, muhtemelen şimdi kedi cennetini boylamıştı:)
Domates konusuna gelince: bu yıl Ayaş'ta bile Ayaş cinsi domates yoktu! nedir bu iş anlamadım?
sevgiyle..
Aslı,
ben de hepinizi çok özlemişim:)
sevgiyle..
Güzel bir yaz, güel bir yaz gibi yazı ve nefis bir kedi. :) Blog alemini bu güzel sürpriz dolu sayfaları için seviyorum.
Yorum Gönder