Bir ekleme: Bu haftaki DDD etkinliğinin ev sahibi sevgili Münevver.
Münevver, büyük harflerin kullanımı ile ilgili son derece faydalı hatırlatmalar yapıyor. Okumanızı tavsiye ederim.
Bu kadar çok yapraklı yemek yapınca, tabi ki yaprak stoğum tükendi.
Hemen perşembe gününü bekleyip, bir koşu pazara, yaprak almaya gittim.. Giderken fotoğraf makinamı yanıma almayı bu sefer unutmadım neyse ki.. Çünkü epeyi bir süredir sizlerle tanıştırmayı istiyordum onu.
"İnternette çıktığını" biliyordu çünkü "internetten gelen müşterileri " vardı. Ama fotoğrafını çekmek istediğimde yine de heyecanlandı, yanakları kızardı..
Kimin mi?
Peynirci Hacer hanımın.Hacer Hanım, çeşitli peynirler, kendi hazırladıkları çeşit çeşit yöresel zeytinler, salça, turşu, zeytinyağı, salamura yaprak gibi pek çok ürün satıyor tezgahında. Çoğu zaman, aydınlık ve güleryüzlü ailesi ile birlikte, bazen de dönüşümlü duruyorlar tezgahlarının başında. Bildiğim kadarıyla ürünlerin tamamına yakınını Balıkesir yakınlarındaki köylerinde kendileri üretip, hazırlayıp getiriyorlar.
Kendisini yıllar önce ilk defa, enfes lor peyniri sayesinde tanıdım. Bir Giritli torunu olarak, onun sattığı tam tuzsuz lor peynirinin üzerine lor tanımam. Eğer gerçek bir lor peyniri tatmak isterseniz, bir koşu 100. yıl pazarına gidin derim.
Sonra, kendi topladığı ve yaptığı salamura yaprak ile tanıştım. Tül gibi yumuşacık yapraklar ne kadar lezzetli anlatamam.
Ancak almaya gittiğimde tabi ki bitmişti, yenisini hazırlayacaklarını söyleyip sipariş aldılar. Ankara dakiler; bence bir an önce gidip siparişinizi verin.
Sipariş vermeseniz de, bu güler yüzlü, müşterisine dost muamelesi yapan güzel aileye bir "merhaba" diyin nefis peynirlerinden, zeytinlerinden tadın.
İnsanları kazıklamak yerine, iyi ürünü sunabilmenin peşinde olan, sayıları çok az kalmış dürüst satıcılardan biri onlar.
İkinci tanıştırmak istediğim kişi: Şevket Yardımcı. Ama eğer Ankara da yaşıyor ve enginar da seviyorsanız, zaten onu tanıyorsunuzdur. Şevket bey sadece enginar satar. Çeşitli denemelerden sonra en iyi enginarı onun sattığına karar verdim. Ben karar verene kadar herkes çoktan biliyormuş zaten:)
Bütün pazarlara gittiğini söyledi.
Üçüncü kişi Osman Kurt.
Osman, yeşillikler satan bir tezgahta.İyi bir pazarlamacı o.
"Abla bu çok faydalıdır", "yoğurtlusu sarımsakla çok güzel olur" diyerek, kimi zaman hediye etti, kimi zaman haberim olmadan torbaya attı, ne yaptı ama yaptı; semizotunu sevdirdi bana:)
Zaman zaman değişik otlar da getiriyorlar, yazın ortalarında da kendi bostanlarının ürünlerini getirmeye başlıyorlar ki işte onlar çok güzel.
Sizleri bahar pazarıyla başbaşa bırakıyorum. Biliyorum yurt dışındakiler kızacak bana:) Ama bu verimli topraklarda bahar böyle taze taze işte..
Ne diyelim; bu güzel topraklarda tarımı teşvik edeceğine köstekleyen devlet büyüklerine gitsin sözüm...
Not: Aşçı yamağı Mimi yayında
31 yorum:
ipekcigim,
gercekten icim gitti, ama yakinda bende yine yurduma gidip doya doya alisveris yapicam. resimlerin ve tanitimin cok güzel, cok sagol. simdi ben mimi'cigime geciyorum,
hadi hoscakal,
canan
sevgili İpek
çok güzel yazmışsın pazarı, eline sağlık. bugün (yani cumartesi) ben de Yıldız pazarına gittim, enginar, yeşillik, ne varsa aldım geldim . seviyorum pazarları. bir dahaki sefere birlikte de gidelim.
kızını öp benim için,
sevgiler
gorki
Çok güzel anlatmışsın pazarını benimde evimin önünde olan pazarda her şeyi aldığım sabit yerler vardır. Bu şekilde alışveriş çok güzel oluyor karşılıklı ne istediğini bilmek işi kolaylaştırıyor. Fotoğraflarda çok iştah açıcı teşekkürler canım iyi pazarlar sevgiler...
En alttaki resmi tikladim, en sagdaki semizotlarina baktim durdum, yanilmiyor gozlerim umarim, semizotu onlar. Burda semizotu ne gezer, diyorum acaba; tohumundan alip getirsem de eksem bahceye, arsizdir o, tutar da sarar mi tum bahcemi, ne guzel olur valla.
Lor peynirinden ( tam tuzsuz olanindan) annem bir kurabiye yapardi, bir gun dayanmazdi.
Gozum acildi, tesekkurler Ipek.
Tam da dedigin gibi Ipekcim
Kizsam mi sevinsem mi bilemedim bu postuna. Once soyle bir gozum gonlum acildi sonra icimi bir kiskanclik ve huzun dalgasi kapladi, nihayetinde de senin ne kadar vefali ve insancil biri oldugun konusundaki hislerimi pekistiren duygular hissettim. Sen ne seker komsunsun Ipek Abla. Ipekcim tam renk cumbusu diye buna derle iste, ben de pazari bir bu goruntusu yuzunden bir de o sebzelerden gelen ve pazarin uzerinde birlesen kokusundan dolayi seviyorum.
Bu arada aksam asagidaki Norvec somonunu asma da pisirdim, enfes oldu, izninle bugun yarin ben de yayinlayacagimda kimseler atlamasin bu guzel lezzetti. Opuyorum.
Yurtdisinds oldugumuz iki yil boyunca ozledigim birseydi, soyle pazara gidip, kokusu ustunde taze sebze-meyve almak. Esimin memleketine gidince yaptigim seylerden biri de pazara gidip, koylu teyze ve amcalarin kendi urettikleri o mis gibi sebzeleri gormek, almak ve yemek. Bu, bana cok iyi geliyor.
Ne iyi edip de paylastin Ipekcigim.
Ben o borek yapan Mimi ellerini operim. Boyle yamak dostlar basina kisacasi darisi basima :))
Canan cığım, Umarım çok imrendirmedim:)) Neyse ki geliyormuş sunuz. Umarım bol bol hasret giderirsiniz:)
Sevgiler, Sera mina kuzusunu güzel buklelerinden öperim.
Görkem nasılsın?
Bir zamanlar Yıldız pazarının tam altında kurulduğu binada otururduk.
ben de çok severdim orayı.
Bu hafta bir pazar yaparız belki, ben de çok sevinirim? Birşey almasak bile geziniriz keyifle.
Haberleşelim
sevgiler
Merhaba Almula,
Pazarda bir süre sonra ister istemez sabit yerler ve ahbaplar oluşuyor. Böylesi çok hoşuma gidiyor. Pazar daha da keyifli hale geliyor. Çay bile ikram ediyorlar:)
sevgiler
Sanem ciğim,
O resimde yok yok gerçekten.
Bildiğim kadarıyla semizotu o kadar arsız ki, kendiliğinden bile çıkıyor. Tohumdan ekersen, tutacağından eminim. Bakım bile gerektirmiyor. Üstelik, dünya semizotunun faydalarını yeni yeni keşfediyor. Bunları bir başka postta yayınlayacağım mutlaka.
Lorlu kurabiye benim de dayanamadığım bir lezzettir. Burada da sibelin kahvesi'nde çok güzel bir tarif var, ben de o tariften yapıp yayınlamıştım. Bir yerlerde de lor yapımı vardı ama ben beceremememiştim. Belki sen dener başarılı olursun
sevgiler
Nükhet ciğim, Yazdıklarını okurken içim pır pır oldu. Mutlu oldum, çoook teşekkür sana.
Sanırım ben de yurtdışında yaşıyor olsam bu ülkenin en çok denizini ve pazarlarını özlerdim. Umarım çok sızlatmamışımdır burnunun direğini:)
Somonu denemene gerçekten çok sevindim Nükhet ciğim, bir an önce yayınla bence de.İzin falan ne demek? Mutluluk duyarım paylaşmandan. Ben de aynı duygulara kapılıyorum beğendiğim yemekler karşısında: "Bundan herkesi haberdar etmeliyim!"
Ellerine sağlık, beni gerçekten mutlu ettin
Hepinize kucak kucak sevgiler
Defne ciğim,
Birlikte çook pazarlar yaparız umarım. Bak Görkem de geliyor..
Sen önce bir git-gel de sağlık ve mutlulukla..Pazarın hası oralardadır şimdi, gidersen benim için de keyfini sür.
Dilerim en kısa zamanda küçük yamağına kavuşursun. onlar gerçekten herşeyin "büyük usta"ları..
Sana şimdiden gözün aydın diyorum sevgili arkadaşım. iyi yolculuklar,
Sevgiler, öpücükler
İpek
İpek ben de pazardaki taze sebze ve meyveye bayılıyorum. Mecbur kaldığımız için istemeyerek de olsa marketten alıyoruz tabi ama pazardan alınmış olanların yerini kesinlikle tutmuyor. Bu güzel görüntülerle içimizi açtın. Sevgiler,
İpek gerçekten çok içaçıcı görüntüler bunlar .büyük şehirlerdeki pazarları çok seviyorum herşey ne kadar bol ve taze.Diyeceksinki sizin orda daha tazedir .bende bunu bir post kosu yapacağım ilerde.Bizim burda köylü kadınların haftada iki gün kurduğu pazar var sadece ıspanak semiztotu,maydonoz,dereotu ,marul taze soğan pırasa bulunur kışın.yazın bunlara ilave taze fasulye ve çilek incir kabak salatalık ...Karnabahar,meyve ,kereviz,havuç,patlıcan,daha birsürü şey manavdan alınır....
yani köylülerin pazarı yemyeşildir hiç renkli birşey bulamazsın.
İzmire gidince pazar gezmeye doyamam ,herşey taze ve bir sürü ,ben burada daha tazecik kereviz almadım solmuş yeşil yaprakları (ki en çok yapraklarının kokusuna biterim)çöpe gider çoğunlukla ..
güzel çekimler eline sağlık....
ipekim,
beni de götür pazaraaaa:)
hem de yaz artık çok güzel oluuur!
döndüğümde arıycam;)
öpüyorum kocaman!!!
Ipeeeekkk, inanmiyorum ben bu pazari biliyorum ve cok ozledim. Annem duysa kulaklarina inanamayacak ama cidden ozledim. Yurtdisinda yasayanlar kizacak demissin ya ben basta cok sevindim tanidik bir yer gordum diye ama sonra da uzuldum, ne cok ozledim diye. Az kaldi diye kendimi avutsam da, takvimler 3 ay var diyor. 8 aydan sonra 3 ay az elbette ama daha cooook var. Kim bilir belki Agustos sicaginda 100.yil pazarinda karsilasiriz bir gun... Sevgiler...
pazarlarda belli insanlardan almak gerçekten önemli.Tanıdık olunca tazemi değilmi kendileri söylüyor zaten.Deneyerek sabit tezgahlar edinmek çok güzel.Sizde öyle yapmışsınız.
Kolay gelsin.Afiyet olsun.
Bu bizim pazar... Bu bizim.. annem gitmeye başladığından artık benim gitmediğim pazar :)) arasıra unutulanları almak dışında.. ayyy ne güzelll, yakınlarda bir yerlerde olman
Günaydın Burçin:)
Ben de pazara her zaman gidemiyorum ve dediğin gibi istemeyerek de olsa markete yöneliyorum. Ama pazara gitmek terapi gibi birşey, sadece gezmeye bile gidilir:)
Sevgiler
Perili Köşk çok şaşırdım anlattıklarına. Gerçekten de tersini düşünmüştüm. Bunları mutlaka yaz gerçekten de.
Bence sen gözüne kestirdiğin bir köylü kadınla ahbaplık kur, ve ona tohum hediye et. Bakalım ne olacak?? Bence denemeğe değer. Mesela ben olsam havuçtan başlardım.
Ne dersin?
Sevgiler
Funca cığım, anlaşılan biz bir pazar turu düzenleyeceğiz:)) Çok keyifli olur çook.
Haberlerini bekliyor, seni tekrar tebrik ediyor, çok çok öpüyorum.
sevgiler
Not: Arkadaşlar, Kiki sonunda hayalindeki meslek amacına ulaştı; o artık çok ünlü bir marka için tasarımlar yapıyor. Ben çok başarılı olacağına yürekten inanıyorum..
Minik kuş, sana tanıdık simalar, görüntüler getirdiğime sevindim. Dedim ya: pazar başka birşey, çok bize özgü. Nükhet e de yazmıştım; ben olsam en çok denizi ve pazarı özlerim diye. Umarım Ağustos ta geldiğinde doya doya hasret giderirsin ve belki de gerçekten karşılaşırız oralarda biryerlerde, kim bilir??
Sevgiler
Fatoş merhaba,
Tanıdık olunca hem iyi alış veriş yapılıyor, alış veriş yapmasanız bile size gülümseyen, hatırınızı soran, sohbet eden ahbaplarınız oluyor. Bir de sadece para kazanabilmek için müşterisini kazıklamaya kalkanlar var ki, bir dahaki sefere tezgahının önünden pas geçip gidiyorsunuz.
Ben bu yazıyı biraz da,işini gerçekten iyi yapmaya çalışan insanları sizlerle buluşturmak, onları diğerlerinden bir nebze olsun ayrı tutabilmek için yazdım.
sevgiler
Limonçiçeği Ankara daki en düzenli pazar olduğunu düşünüyorum, sen ne dersin?
Evet yakınlarda biryerlerdeyim:)
sevgiler
Ayrancı ve 100.yıl dışında pazar görmedim :(( Aile yaşamı olmadığı için henüz :) sanırım kilolu alışverişlerinde dışında marketler imdamdıma yetişiyor..
İpek, var ya, ben ne diyeyim şimdi sana???? Bereketinden haberimiz var memleketin, hani şu monitörlerden bir de peynir, semizotu falan sunulsa! Tane tane, delinin posteki sayması gibi aldığımız, diğer var olanlar da! Ah ahhh! Derin bir ah hemi de!
İpek hanım, tesadüfen dün bloğunuzu ziyaret ettikten sonra akşam iş çıkışı Hacer hanımı Bakanlığın önünde gördüm ve konuşma fırsatım oldu. Bir süredir kendisini görüyordum, Hacer hanımı bloğunuzda gördüğümü söyledim, sevindi. Ürünlerinin çok taze ve lezzetli olduğunu siz zaten çok güzel anlatmışsınız. Bana göre içinin güzelliği yüzüne yansımış birisi.Bu vesile ile de uzun bir süreden beri ziyaret ettiğim halde ilk kez bloğunuza yazma fırsatım da doğmuş oldu. :)
Limonçiçeği acele etme daha çoook gidersin nasıl olsa:)
sevgiler
Dilek, kıhh kıhh kıhhh:)
Gördün mü nasıl imreniliyormuş.. Sen güzelim parkları bakımlı bahçeleri, güzel evleri ve de tarihi yerleri yayınladıkça, ben de öyle oluyorum işte...
Şaka bir yana, şu monitörden alış verişi yapacaklar birgün elbet de biz yetişebilecek miyiz bilemem.
sevgiler
Ayten Hanım merhaba,
Nasıl tesadüf olmuş karşılaşmanız.
Çok güzel tarif etmişsiniz; gerçekten de ışıltısı yüzüne vuranlardan Hacer Hanım. İşinde de son derece iyi ahlaklı biri olduğu için szilere gönül rahatlıyıyla tavsiye ettim.
İstedim ki, alışverişlerinizde iyi bir adres olsun.
Yorumunuzu paylaşmanıza çok sevindim, yine gelin:)
Sevgiler
ipek
Pazarı çok severim.Ne kadar güzel fotoğraflamışsınız.Herşey net ve nekadar taze...
Sevgili Ipek, ben yurtdisinda degilim ama bebekti isti derken bir hesap ettim pazara gitmeyeli 6 ay olmus neredeyse. Hele o enginarlara bayildim. Ne iyi etmissin de fotograflamissin. Asma yapraginda norvec somonu eminim cok guzel olmustur, ilk firsatta denemek istiyorum. Sevgiyle...
Valla ben de kıskandım İpek. Burada da açık pazar yerleri var, bizimkilere çok da benziyor. Ama toprağın bereketi ve insanların sıcaklığı aynı değil tabii. Bir de öyle çok ithal ürün satılıyor ki, aldığın herşeyin menşeini sormak zorunda kalıyorsun. Böyle dopdolu, rengarenk tezgahlar görmeyeli epey oldu kısacası. Ne iyi ettin de yazdın! Sevgiler
Nezaket ciğim, ben de Simin doğduktan sonra aynı durumdaydım. Ve ilk pazara gitmiştim biraz nefes almaya:)
Somonu seveceğini düşünüyorum, özellikle çalışanlar için çok pratik bir yemek.
sevgiler
Neriman merhaba,
Bildiğim kadarıyla Ankara'dasın, sen de bilirisn bu güzel pazarı o zaman.
Sevgiler
Evcilkedi merhaba,
O bolluk, bereket insana kendini iyi hissettiriyor. Pazar yerinin o hiç değişmeyen bu görüntüsü, sıcak insanları -zamanın koşuşturmasından bir süreliğine alıp- herşeyin eskiden olduğu gibi devam ettiği bir ana götürüyor insanı.
Sanki geçmişten bir kesit..
Ya da ben öyle hissediyorum
Sevgiler
Resimleri ve bu yaziyi ne kadar begendigimi yazmayi unutmusum. Bakip duruyorum hala..
Yeni bir yerin havasini almak, mutfak kültürünün temelini görmek istiyorsaniz pazarlari gezmeniz tavsiye edilir. Her ülkede(merkez sehirlerde bile)..
Benim hic aklima gelmeyecek sekilde Türkiye pazarlari özlemem de bu kültüre baglilik olsa gerek :)
Sevgiler,
b5 seni o kadar iyi anlıyorum ki..
Benim de bir şey almasam da , yurtdışında ilk gittiğim yerlerdir pazarlar. Kazakistan daki bir pazara çok şaşırmıştım. Dizi dizi et satılıyordu, aynı kasap gibi ve açıkta. Ama bu çok eskidendi, 1993 mesela. herhalde şimdi farklıdır.
Resimleri, yazıyı beğenmene çok sevindim gerçekten, teşekkür ederim:)
Sevgiler
Eğer yanlış anlamadıysam Yıldız Pazarı burası???
Tahminim yanlışsa düzeltip, bir de hangi gün kurulduğunu söyler misiniz?
Sanırım yakında o civara taşınacağız ve ben anneme o pazarı tavsiye etmek istiyorum.
Egeli olmalarından dolayı otlara çok düşkünler ve malesef şu an oturduğumuz yerde çeşitli ve taze ot bulmak kolay değil.
Yazılarınızı keyifle takip ediyorum.
Sevgilerimle...
Merhaba Kırmızı,
Burası Balgat 100.yıl pazarı. Perşembe ve Pazar günleri kurulur. Çok düzenli ve güzeldir, otoparkı olan, bildiğim tek pazardır.
Otlara düşkün Ege li bir aileye, bu pazardan ziyade Yenişehir pazarını tavsiye ederim, Çarşamba günleri kurulur. (Kolejin arkasındaki çok katlı otoparkın yenında) Ankara da en çok ot orada bulunur. Ama mevsimi geçmek üzere ne yazık ki..
Yine de aklınızda bulunsun.
Sevgiler
İpek
Pazara gitmeyeli o kadar uzun zaman oldu ki, açıkcası canım çekti :) Bahçeli'de otururken gitmeye çalışırdım, marketlerden daha taze oluyor bütün meyve ve sebzeler.Bu pazar mutlaka ordayım...
Sevgiler,
Dilek
Dilek, susuzluk almuş başını gidiyor. Bu yüzden pazar fiyatları da öyle. Ama ne olursa olsun, tazecik sebzeler, mis gibi mayveler arasında gezinmek gibisi yok. Belki karşılaşırız:)
Sevgiler
İpek
Sevgili İpek,
Pazarda bile pahalı ise artık marketten almak da pek akıllıca olmayacak zaten güzel de olmuyor çoğu zaman... Pazarda görüşmek üzere:)
Yorum Gönder