Fazla söze gerek yok.
Tüm Ege otları gibi pişirilir. Tuz, sızma zeytinyağı ve limon üçlemesi ile tatlandırılarak, lezzeti damakta kalarak yenir.
Dileyen sarmısak da ekleyebilir. Sarmısağın, bu otların güzelim tadını bastırdığını, ve sarmısak katılan her otun "tek tip" tada büründüğünü, kişiliğini ve lezzetini kaybettiğini düşündüğümden ben sarmısak kullanmam da, önermem de.
Ot meraklıları Cibes'i iyi bilir. Yeni tanışacaklara da biraz anlatalım:
Lahana ve karnabahar kelle olup kesildikten sonra gövde uzamaya devam eder ve yanlarından yeni küçük filizler çıkar. Bu filizlere Cibes denir.
İçerdiği vitaminler (A, B, C) ve minerallerce (Ca, Fe) birlikte degerlendirilince beslenmedeki degerleri bakımından, ıspanaktan bile önde geldiği söylenir.
Tadanlar, izlenimlerini şöyle anlatıyor.
Büyük marketlerin sebze reyonlarında Erüst Tarım markası ile paketlenmiş olarak bulabilirsiniz.
Afiyet olsun..
Notlar:
- Girit mutfağında, otlar haşlanırken renginin kararması istenmez. Dolayısıyla otlar gereğinden fazla kaynatılıp rengi karartılmaz. (Bu otlardaki besin değerinin korunması açısından da oldukça faydalı bir yöntem) Bu yüzden saplar hafif yumuşayınca pişme tamam demektir. (yaklaşık 15 dakika)
- Pişme sırasında tencerenin kapağını kapatmazsanız rengi daha iyi koruyabilirsiniz.
- Ayrıca yine Girit mutfağında otlar haşlanırken bütün olarak pişirilir, kesilmez. (yukarıdaki sebep yine geçerli sanırım)
- Ot salatalarının sosunu mutlaka otlar henüz sıcakken dökün. Lezzeti arttıracaktır.
13 yorum:
cibes benim hayatımın otudur. ilk kez 4 sene önce eşim izmirden dönerken getirmişti. Sağolsun nereye gitse hemen öğrenir oranın pazarı ne zaman ve ne ot bulsa getirir. bayılmıştım. sonra sürekli sayıkladım cibes cibes diye. sonra bigün Ankamall'de dolaşırken Fish&Chips'de gördüm ve o kadar sevindim ki adam sevinç gösterimden çok etkilenip bana küçük bi tabak vermişti, bedavadan. Tunalı'daki Ege restoranda yeyince de çok mutlu olacaktım nerdeyse ama hesap öyle tuzlu geldi ki mutluluğumu tam yaşayamamıştım:( Sonra pazarda bol yapraklı uzun ince demetler halinde tazecik brokoliler boy göstermişti bir ara. Bi baktım pazarcı tüm yapraklarını ayıklıyor ve yalnızca çiçek kısmını satıyor. Ben ne yapıcaksınız bu yaprakları dedim. Atarız abla dedi. Deli misiniz dedim ben, koca bi torba dolusu almıştım, bedava tabi. Sonra haşladım onları bi güzel, tencereden çıkarır çıkarmaz bol buzlu suyun içine attım rengi solmasın, pişmesi dursun diye. salata kurutucusunda da fazla suyunu aldırdım, oldu mu bana 1 koca tencere dolusu cibes. cennetteyim sandım.
Yani diyesim cibes benim hayatımın otudur. Daha güzelini ne duydum, ne yedim. çok uzatmışım:(
Evet ben de sarımsak kullanmam bu otlara.Sarımsak girince otun tadı gidiyor mayhoslugu kalmıyor.
Ben de cibez, turpotu radika arapsacı kuzukulagı sarmasık hardal ne bulursam kısacası yerim:)
Şükür Ege de yasıyoruz ve pazarlarımızda var her hafta. Bugun gidemedima ma canım cekti şimdi.Çarşamba pazarından alayım:)
ellerine saglık,
Figen Karavaş
bende bir izmirli olarak kendimi çok şanslı hiisediyorum.çok severim cibesi arapsaçını ve diğerlerini hele enginar...
ellerinize sağlık siz doğrusunu yapmışsınız sarımsak bencede yakışmaz bu ota en iyisi zeytinyağı ve limon..
sevgilerr
www.emirinannesi.blogspot.com
Hiç bilmiyorum bu otu. Oysa ki eşimin anne tarafı Ege'li.
Bu ara benim hep ot yiyesim var.
Merhaba arkadaslar bu gün saat 14.00 te Türkiye saati ile 15.00 te AYYA Bayan blogcular kahvesinin acilisi var.Tüm blogcu arkadaslari davet ediyoruz,buyursunlar. Aynur Yaren
www.ayyachat.blogspot.com
Benim de İzmir'de yasamaya basladığımdan beri ögrendiğim otlardan en sevdiklerim cibes ve turp otu. Tıpkı senin gibi, ben de yakıstıramıyorum sarmısagı otlara. Ama burada genellikle her bir ota ekleniyor. Cumartesileri pazardan buldugum cesit cesit taze otları alıyor ve buharlı pisiricide hepsini birden, ama karıstırmadan haslayıp koyuyorum buzdolabına. Sonra hafta boyunca kısım kısım cıkarıp, soslayıp tüketiyoruz yemeklerin yanında. Yemekler dediysem aksam is çıkışı yorgun yorgun tek bir cesit protein- karbonhidrat karısımı yemek yapıveriyorum çarçabuk, yanında bir çesit otla gayet güzel bir sofra oluveriyor. Ankara'da da bulabiliyor olmanıza sevindim doğrusu.
Ne zamandır öpücük göndermemiştim Mimi'ciğime, kabul buyururlarsa; iletirseniz pek mutlu olurum! Sevgiler...
Sevgili Semiramis,
Valla sendeki Ege otu sevgisine şaştım kaldım valla, beni bile geçtin sen:)))Sayende Ankamall de Fish&chips olduğunu bile öğrendim. Nasıl kaçırmışım ben onu. Alışveriş merkezlerinde fast food tarzı bile olsa balık bulunmaya başladı artık. bu çok güzel, çocukların tek seçeneği hamburger, pizza değil artık.
Keyifle yazdığını düşündüğüm bu güzel yorumun için çok teşekkürler:)
Ve bol sebzeli günler.....
Sevgili Figen,
Ne zaman bu otları yazsam, ot mutfağını ne çok seven olduğunu görüyorum.. Ot sayfası mı açsak ne?? Ayrıca her ot yazısına Ege den gelen yorumlarda, içim gidiyor.. Ne güzel pazarlarınız var, öyle imreniyorum ki.
Sarmısak konusunda benimla aynı fikirde olanları görünce çok hoşuma gitti. Demek ki yanılmıyorum:))
Bol sebzeli günler, sevgiler
Sevgili Pınar,
Yukarıda da yazdım ya; gerçekten şanslısınız. Ben bu yüzden isim vermeye hiç çekinmeden, Erüst tarıma şükranlarımı gönderiyorum. Bu otları üretiyor ve bizlere ulaşıncaya dek pazarlıyor. Başka türlü Ankara da taze Ege otu yeme şansımız olamazdı.
Çoook sevgilerimle.
Fig ciğim, Hiç vakit kaybetme, ne yap yap bul cibesi. Buharda 10-15 dakika pişir ve bu lezzetten mahrum kalma. Otseverler bu otu çok severler..
Sevgilerimle
Dgül cüğüm,
Ne güzel bir yöntem bulmuşsun. Sağlıklı otlar soframızdan hiç eksik olmasın. Ama bunlar pişmiş de olsa fazla dayanmazlar dikkatli ol.
Çok sevgilerimle
ipekcigim,
cok gec kaldim cok...yeni yilinizi en icten dileklerimle kutluyorum, tatilden yeni döndük ve gecen gün sana yazayim derken bir sürü aksilik oldu :-( bloguma da hic sira gelmedi daha...
cibes'e bayildim, otlari cok seven biriyim, fakat burada o kadar güzel ve degisik cesitler yok, ancak türkiye'ye gelince doya doya tadabiliyorum. ellerine saglik, ben bak "cibes'i" bilmiyordum, sayende onu da ögrendim, cok sagol.
sizi kucakliyoruz ve mimiye öpücükler,
sera-mina & canan
İpekciğim,
Ne kadar sağlıklı ve lezzetli bir görüntü. Ellerine sağlık, sayende öğrenmiş oldum.
Sevgiler...
Canan'cığım, çok teşekkürler. Sizlere de mutlu yıllar.
Bu aralar çoğumuz bloglara yetişemiyoruz galiba:)) Olsun; birbirimizden haber alıyor olabilmemiz önemli...
Çok sevgiler
Burçin ciğim, teşekkür ederim. Lezzeti de gerçekten otseverler için çok güzel..
Fırsat bulup sayfana yorum yazamadım; buradan ileteyim sana tebriklerimi: Muzlu muffinler süppeerrr.. Üzerindeki muzları yaparken gösterdiğin özene bayıldım. Kendi yaptığım balkabaklı muffinlerin üzerindeki oyun hamuru minik balkabaklarını yaparken nasıl delirdiğim aklıma geldi de:))Sabrına ve ustalığına hayran kaldım.. Harikasın.
İpek'ciğim,
Mimi her gün daha da güzelleşiyor. Nazar değmesin ona.
Cibeze Bodrum'a doğru inildiğinde 'azman' ya da 'azma' derler. Özellikle Milas Pazarı'ndan alıp da haşladığımız azmanı unutamam. Sanırım kırmızı lahananın filizleriydi, haşlandığında yeşille mor damarlı nefis bir şey olmuştu.
Merhaba Sevgili Tijen,
Mimi için iyi dileklerine çok teşekkür ederim.
Zaman zaman beim aldıklarım da haşlanınca renk sdeğiştiriyor. Bunu bir türlü anlayamıyordum. "Acaba bozuluyor mu?" diye düşünüyordum hep. Yazdığın yorumla, kafamda netleşiverdi şimdi:) Teşekkürler,
sevgiler
Yorum Gönder