30 Aralık 2006

Yeni yılda..


YENİ YILDA,
YÜZÜNÜZDE GÜLÜMSEMENİZ,
KALBİNİZDE SEVGİNİZ,
KUCAĞINIZDA ÇİÇEKLERİNİZ
HİÇ EKSİK OLMASIN.
SAĞLIKLI, MUTLU,
SEVGİ VE BARIŞ DOLU BİR YIL DİLER,
BAYRAMINIZI KUTLARIZ.
Mimi+ Annesi+Babası



Aşagıdaki yazıyı da o kadar söylemek istediklerime yakın buldum ki, hepinizle paylaşmak istiyorum


İki sıfır sıfır yedi duası :

İki sıfır sıfır altılı zamanlara, bu hafta veda ediyorum. Bir takvime göre, uzun görünen kısa birşeyin başlangıcı yakın. Madem öyle, ben de güzel dileklerde bulunurum. Adını "iki sıfır sıfır yedi duası" koyuyorum. Senin için.
Şöyle başlıyor: Bu yeni zamanda...şöyle devam ediyor: Sevdiğim kim varsa, kendim de dahil, sevebileceğim herkes de dahil...

Sağlığı iyi olsun.
Kalbi ritmini çalsın. Yanakları kiraz pembesi, dudakları bal olsun. Teni sıcak kalsın, enerjisi dışına taşsın. Ciğerlerinden nefes, midesinden gurultu, bacaklarından güç eksik olmasın. Kanı bol olsun, damarlarında dönüp dönüp dolaşsın.

Sevdikleriyle birarada olsun.
Kolu kollarına değsin, gözü gözlerinin içine baksın. Lafları birbiriyle başlasın. Nesi varsa, bölüşücek biri olsun; nesi yoksa, bulup getiricek biri olsun. Bu birileri az ama öz olsun. Bazıları dünyada tek olsun. Sevgisinin tamamını harcasın. Harcasın ki, ona büyük bir miras kalsın.

Sevmekten bıkıp usanmayacağı biri olsun.
Onun yeri ayrı olsun. Onu soysun, başucuna koysun ama yalan uydurmasın. O herşeyine, her haline tek tanık olsun. Bir hareketiyle güldüren, bir hareketiyle ağlatan olsun. Duyguların hepsi onda olsun. Kalbi buna teslim olsun. Bütün şarkılar onu anlatsın. Aşık olsun, sırılsıklam olsun. Kurumasın.

Yapmaktan bıkıp usanmayacağı bir işi olsun.
Başarının gerçek adının bu olduğunu unutmasın. İbadet eder gibi, bu keşfini hergün yeniden kutlar gibi, onu yapıp dursun. Yaptıkça daha iyi yaptığını görsün. Daha iyi yaptıkça bunu başkaları da görsün. O başkalarının bunu gördüğünü, dış gözüyle görsün, iç gözüyle işine baksın.
Neşesi bol olsun. Kendini mutlu etsin, durduk yere neşelenmek nedir bilsin. İçinde birşey durup durup zıplasın. Duydukları, gördükleri onu gıdıklasın, kahkaha attırsın. Gürültü çıkarsın. Saçma şeyler söylesin. Çocuklukta en şımardığı ana, sık sık gidip gelsin. Nereye gidip geldiği bilinmesin.

Değiştirmek istedikleri değişsin.
İçte ve dışta, iyi günde ve kötü günde tadilat yapsın. Eskilerini atsın, ruhunu havalandırsın. Kapıda hep kamyonu dursun. Dilediği yere taşınsın. Kendinden taşınmak isterse, içindeki güç, dışındaki sevgi ona yardımcı olsun. Bileği, bütün alışkanlıklarıyla, bağımlılıklarıyla güreşsin.
Birşey ona sürpriz olsun. Günlerinden birgünü, bir pakete sarılı olsun. Açılınca, içinden hiç beklemediği güzel bir haber çıksın. Bu gün üçyüzaltmışbeş’ten herhangi biri olsun. Öylesine bir pazartesi, arkaya kavuşturduğu ellerinde, unutulmaz bir salı saklasın. Öyle tahmini mümkün olmayan birşey olsun ki bu, hayatın zekasını anlatsın.

Bir hayali gerçek olsun.
Bir hayale gözünü yumsun. Peşinden koşup, onu sobelesin. Hayalini kendinden saklamasın. Bir çizgi filmde olduğunu, herşeyin mümkün olduğunu unutmasın.
Bu duayı okusun.
Kendi sesiyle duysun.
Duası gerçek olsun. Her kelimesine şükretsin. Tek satırına nazar değmesin.
Amin.

Nil Karaibrahimgil
25-12-2006 tarihli Hürriyet-Kelebek eki yazısı

29 Aralık 2006

İyi ki doğdun İnci



Bugün Sevgili kardeşimin doğumgünü.
Nice nice mutlu yıllara İnci ciğim.
Bir de şarkın var aşağıda:)
***

***
ÇOK GÜZEL ŞEY
Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.

Melih Cevdet ANDAY

28 Aralık 2006

Sıcak Şarap


Bir süre önce sitenin takipcilerinden gelen bir öneriyle sıcak Şarap tarifi yayınlayacağıma söz vermiştim. Biliyorum çok geç kaldım, yine de yılbaşı akşamından önceye yetiştirmeye çalıştım.

Sevgili Sema bu tarif senin için: umarım beğenirsin. Mutlu yıllar..

Not: Artık her yeni postanın bir de yeni müziği olacak. Müzikleri sağ taraftaki gri bölümde bulacaksınız. Şarkı isminin önündeki küçük oka tıklamanız ve hoparlörünüzün sesini açmanız yeterli. İşte bu tarifin müziği yerini aldı: Oasis- Stand by me

Sıcak Şarap

Malzemeler:

  • 2 şişe kırmızı şarap
  • 1/2 şise cep kanyağı (eğer çok "sıcak "bir şarap istemezseniz eklemeyin):)
  • 2 adet kabuk tarçın
  • 1/2 kabuk vanilya
  • 1 elmanın kabuğu
  • 1 portakalın kabuğu
  • 1 portakalın suyu
  • 4 çorba kaşığı kahverengi şeker (tadına bakarak kendi zevkinize göre ayarlayabilirsiniz)
  • 8-10 adet karanfil

Bütün malzemeleri derin çelik bir tencereye koyun. Ağızın kapatmadan 2 saat oda sıcaklığında bekletin. Bu sürede bütün tadlar iyice ortaya çıkacaktır.

Sürenin sonunda tencereyi ateşe alın ve kısık ateşte kaynayana kadar pişirin.

Sıcak şarabı fazla kaynatmayın derler ama ben çok kaynatıp alkolü biraz gittikten sonra içmeyi seviyorum. Hele de biraz kuvvetli olan bu versiyonu:)

24 Aralık 2006

Marianne Keki

Size de olur mu bilmem; hani bazen bir resim, bir tat ya da bir koku alır da götürür zaman içinde bambaşka biryerlere? İşte bu kek pişerken çıkan koku bana böyle bir duygu yaşatıyor:
Zaman ,zaman içinde, daha küçücüksünüz. Sıcacık bir evin kapısından içeri giriyorsunuz iyi anlaştığınız ve sevdiğiniz yaşıtlarınızla oyun oynamak üzere.
Girer girmez bu koku karşılıyor sizi o evde, ve bir de sıcacık gülümsemesi ile kocaman bir yürek. İçerinin sıcaklığı aslında kekin kokusundan değil, O'ndan geliyor işte..Birden sarılıp sarmalanıyorsunuz hala ne olduğunu tarif edilemeyen o duyguyla. Güven mi, şefkat mi , mutluluk mu , sevgi ya da hepsi mi?
Küçük kalp o an bunu "huzur" diye tanımlıyor, ve beynine öyle yerleştiriyor . Artık ne zaman bu kokuyu duysa "huzur" gelecek aklına.
Sonraki yıllarda uzağa taşınan o eve ne zaman gitse , hep o kek kokusu ile karşılanıyor.
Şimdi büyümüş olan bu çocuk artık bu keki kendi yapmak zorunda. Sırf o kokuyu duyabilmek için sık sık yapıyor da. Ve çok emin ki: kekin kokusunun yarattığı huzur, taa bulutların üzerine çıkıp, sahibine ulaşıyor. ..
Eminim ki bugün, sevgili kuzenlerim Onun evinde toplanmış, sömineyi yakmış, kadehlerini kaldırmışlardır anısına.. Belki büyük kuzen yapmıştır bu kekten? Yapmadıyda eğer, bu dilim onlar için olsun..
Mutlu Noel ler Marianne....

Marianne Keki

Malzemeler

  • 250 gr margarin (oda ısısında)
  • 250 gr (1 1/4 su bardağı) şeker
  • 4 yumurta
  • 1 limon un kabuğu-rendelenmiş
  • 1 paket vanilya
  • 400 gr un (3,5 su bardağı)
  • 1 paket kabartma tozu
  • 125 ml süt
  • 3 çorba kaşığı siyah rom (bu aralar rom pek bulunmuyor, ben kanyak kullandım)
  • 3 çorba kaşığı kakao
  • 3 çorba kaşığı pudra şekeri

Yapılışı

Un ve kabartma tozunu bir kabın içine eleyin.

Ayrı bir kapta, margarin ve şekeri iyice mikserle hızlı devirde, iyice karıştırın.

Yumurtaları ilave ederken karıştırmaya devam edin,

Limon kabuğu ve vanilya ekleyin ,

Unu kabartma tozu ile birlikte ayrı bir kaba eleyin.

Mikserle çırpmaya devam ederken, unu da kaşık kaşık karışıma ilave edin.

Son olarak süt ve rom ekleyin, yavaş devirde ve uzun süre karıştırmaya devam edin.

Pürüzsüz bir karışım elde edince, kek kalıbına boşaltın ancak 1/3 lük kısmını ayırın

Kalan karışıma kakao ve pudra şekerini ekleyip biraz daha karıştırın.

Bunu kek kalıbındaki beyaz karışımın üzerine ekleyin

Bir bıçak ya da çatal yardımıyla iki karışımın birbirine karışmasını sağlayın.
(Kek piştikten sonra anlaşıldı ki ben bu karıştırma işini tanm becerememişim, biraz daha karıştırmam gerekiyormuş)
190 C ye ısıtılmış fırında 50- 60 dakika pişirin.

(kekin hazır olup olmadığını kürdan ya da temiz bir bıçak batırarak kontrol edin)
Piştikten sonra tel ızgara üzerinde soğumasını bekleyin.

Not: Bu kek ılıkken çok güzel, ertesi gün daha da güzel, daha ertesi gün daha daha güzel oluyor..

Ne demek istediğim ancak yenerek anlaşılabilir:)

20 Aralık 2006

Palamut Köfte



Balıksever bir aileyiz biz, ama nedense balığı ızgara tüketmek gibi bir takıntımız var. (bu aslında birtek benim takıntım galiba) Başka malzemeler işin içine girince balığın tadına haksızlık ediliyormuş gibi bir düşünceden kaynaklanıyor bu takıntı. (hoş Kalbur'da balığın 20 değişik halini kendimizden geçercesine mideye indiriyoruz o da başka )
Geçenlerde, bir dergide bulduğum palamut köftesi tarifi üzerine bir deneme yapmaya karar verdim, tarifin tamamı çok aklıma yatmadığı için biraz revizyondan geçirdim. Sevgili Mehmet Beyin, Kalbur un o harika karides köftelerinde, ekmek yerine pirinç kullandığını hatırlattı annem. Çok aklıma yattı ve ortaya aşağıdaki tarif çıktı.
Biz sonuçtan çok memnun kaldık.

Malzemeler:
Yaklaşık 20 ortaboy köfte için:
  • 1 büyük palamut (filetosu çıkarılmış)
  • 10 adet taze soğan
  • 1 çay bardağı pirinç
  • 1/4 demet maydonoz
  • 2 adet yumurta
  • 1 çay kaşığı kimyon
  • 2 yemek kaşığı zeytinyaği
  • tuz
  • karabiber
  • dilerseniz 1 avuç haşlanmış karides
  • yarım limon suyu
Palamut filetolarını tuzlu suda pişene kadar haşlayın ( yaklaşık 15 dakika)
Pirinçleri 2 çay bardağı su ile 5 dakika harlı ateşte sonra kısık ateşte, suyunu tamamen çekip iyice yumuşayana kadar haşlayın. 10-15 dakika dinlendirin.
Palamut etlerinin, -deri ve kılçıklarını temizleyip-fazla suyunu elinizle sıkarak alın.
Maydanoz ve taze soğanları incecik kıyın.
Balık, pirinç, yumurta soğan maydanoz ve baharatlarıbüyükçe bir kaba alarak iyice yoğurun. Pirinçler ve etler iyice birbirine geçmiş olmalı.
Son olarak ince doğradığınız karides ve zeytinyağını da ekleyerek iyice yoğurun.
Köfte şeklini verip ızgarada pişirin. (zaten tüm malzemeler pişmiş olduğu için üzerleri kızarana kadar pişirmeniz yeterli)
Haşlanmış zeytinyağı-limonlu sebzelerle veya taze yeşilliklerle servis yapmanızı öneririm
Afiyet olsun.

15 Aralık 2006

Yemek etkinliği #17- Kabakgiller

LÜTFEN DİKKAT:
Acemi aşçı'ya ait bu yazı ve resimler, pek çok internet forumunda, izin alınmadan ve link verilmeden kullanılmıştır.
Lütfen kullanmak istediğiniz zaman izin isteyin ya da link vermeyi unutmayın

Kabağın En Çiçek Hali:

Bu yemek etkinliklerine benim ilk katılışım. Hoşuma gitti doğrusu, şimdi ne güzel bir sürü kabak tarifi olacak elimizde. Etkinliğin ev sahibi Marifet Teyze Vildan a teşekkürler.

Kabak Çiçeği Dolması


İçindekiler (10-12 adet dolma için):

. 1 paket kabak çiçeği (içinden 10-12 adet çıkıyor)
. 1 adet kuru soğan
. 1 küçük kabak
. 10 çorba kaşığı pirinç (her çiçek için 1 çorba kaşığı)
. 2 çorba kaşığı zeytinyağı
. 1 çorba kaşığı kuş üzümü
. 10-12 dal taze nane
. 5-6 sap dereotu
. 1 adet kesme şeker
. 1 çay kaşığı tarçın
. ½ çay kaşığı yenibahar
. tuz
. süslemek için limon dilimleri


Yapılışı:

Kabak çiçeklerini tek tek içi soğuk su dolu bir kaba ters tutarak batırın ve sallayarak yıkayın. Çok narin oldukları için hemen zedelenebilirler. Telin üzerinde kurumaya bırakın.

Dolma içi hazırlamak için, soğanı küçük küpler halinde doğrayın ve zeytinyağında şeffaflaşana kadar kavurun:Şeker ekleyin.
Yine çok küçük küpler halinde doğradığınız kabakları da ekleyerek biraz daha pişirin.
Pirinçleri, incecik kıydığınız dereotu ve naneyi, kuşüzümünü,tuz ve baharatları da ilave edip karıştırın.
Üzerini azıcık geçecek kadar kaynar su ekleyin ve kapağını kapatıp pişmeye bırakın. Suyunu çekince altını kapatıp soğumaya bırakın.
Suları süzülmüş kabak çiçeklerini avucunuzda tutarak tepesinden yavaşça yapraklarını aralayın. Bir çay kaşığı yardımıyla içlerini yavaşça doldurun. Çiçeklerin uç kısımlarını birbirinin üzerine kapatın.
Dolmaları küçük bir tencereye yerleştirin. Üzerine bir iki kaşık zeytinyağı ve ½ su bardağı su ilave ederek ağzı kapalı pişmeye bırakın. 15 dakika sonra kontrol edin. (çiçeklerin sapları yumuşamışsa pişmiş demektir.)
Limon dilimleri ile süsleyerek servis yapın.

Not: "Bu deli , bu mevsimde kabak çiçeklerini nereden buldu" diye düşüneceksiniz biliyorum, Real de paketler halinde satılıyor. Ertüst Tarım ürünü :)
Ayrıca, bu dolmayı kanımca "çok değerli " kılan, doldurma aşamasını her iki elim de dolu olduğu için fotoğraflayamadım özür dilerim..

“Her hakkı bloglararası Kabak Tadı projesine aittir. Bu yazı ile ilgili hiçbir maddi talebim olmayacaktır.”

10 Aralık 2006

Girit Yemekleri,Etli Ebegümeci


LÜTFEN DİKKAT:
Acemi aşçı'ya ait bu yazı ve resimler, pek çok internet forumunda, izin alınmadan ve link verilmeden kullanılmıştır.
Lütfen kullanmak istediğiniz zaman izin isteyin ya da link vermeyi unutmayın


İşte bir Girit yemeği daha geldi annemden. Bu tür yemekleri sevenler için Girit mutfağından gelen tarifler altın değerinde. Bu mutfağa ait paylaşmak istediğiniz tarifler varsa lütfen bana gönderin seve seve uygular ve yayınlarım.

Küçük bir fıkrayla başlayım:

Çiftçinin küçük çocuğu telaşla babasının yanına gelmiş,
-Baba bizim tarlaya bir inek bir de Giritli girmiş, ne yapayım? demiş. Babası,
-İneğe dokunma, otlar, karnı doyunca çeker gider, sen çabuk Giritliyi kovala, tarlada ot-mot yenecek hiçbir şey bırakmaz! demiş

Bugünkü otumuz ebegümeci. (Malva Vulgaris)
Önce ayıklanmasından bahsedeyim:
Ebegümecinin sadece yaprakları ve filiz kısımları kullanılıyor. Sap,kök ve gövde atılıyor. Çünkü bunlar pişmiyor ve ağızda kötü bir tat bırakıyor. Ve çok iyi yıkanması gerekiyor.


Malzemeler:

4 kişi için

  • 300 gr kuşbaşı kuzu eti
  • 2 bağ ebegümeci
  • 1 büyük kuru soğan
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağı (annem tereyağı kullanıp, daha lezzetli olduğunu söylüyor- ama Giritliler illa ki zeytinyağı diyor-size kalmış)
  • 1adet kırmızı dolamalık biber
  • 2 adet domates
  • 1 kahve fincanı pirinç
  • 1 su bardağı su
  • ½ limon
  • tuz

Yapılışı:

  • Küp küp doğradığımız soğanları zeytinyağında şeffaflaşıncaya kadar çevirin,
  • İnce ince doğradığımız biberleri ekleyin,
  • Etleri ilave edip suyunu salıp çekene kadar pişirin,
  • Kabukları çıkarılmış ve küçük doğranmış domatesleri ve suyu ilave ederek kapağını kapatıp 30 dakika pişirin.
  • Etler piştikten sonra, tencerenin kapağını açıp pirinçleri, 10 dakika sonra da ebegümecileri ve yarım limonun suyunu ilave edelim, ve 10 dakika daha pişirmeye devam edin.
  • (Ebegümecilerin yemeğe en son ilave edilmesi ve çok kısa pişirilmesi gerekiyor. Çabuk piştiği için süreyi geçirirseniz eriyor.)
Afiyet olsun.

08 Aralık 2006

Dekorasyon değişikliği

Sürpriizz!
Blog tasarımımı değiştirdim. Bu bana meslekten kalma bir özellik sanırım, fazla durağanlıktan sıkılıyorum. Elimin altında renkler, şekiller varken onlarla oynamadan duramıyorum. O kadar çok seçenek var ki, bunca güzel renk ve tasarım içerisinde tekbir şeye takılıp kalmak haksızlıkmış gibi geliyor.
Evde de böyleyim ben.. Yarın salonun yerleşimi değişecek mesela:)




06 Aralık 2006

Girit yemekleri, Şevketi Bostan


İşteeee.. Beklediğim tarifler gelmeye başladı. Annemin otları:)
Ot yemekleri sevenler için şevketi bostan sofraların kralıdır.Aslında Şevketi bostan bir ot değil, kök. Ege’liler çok iyi biliyor ve kullanıyorlar da. Şimdi tarifini vereceğim bir Girit yemeği. Yapmasında hiç bir zorluk yok da, asıl mesele ayıklamakta. Annem bunları ayıklarken yanında olmadığım için fotoğraflayamadım ama ilk fırsatta ekleyeceğim. Şevketi Bostan doğada böyle görünüyor,


Sofrada böyle; Yayınladığım diğer Şevketi Bostan tarifine buradan, tüm Girit yemekleri tariflerine ise buradan ulaşabilirsiniz.
Malzemeler:
4-6 kişilik

½ kg parça et (kuzu kol)
4 yemek kaşığı zeytinyağı
2 adet kuru soğan
1 kg şevketi bostan
½ limon
1 ½ su bardağı su
tuz

Soğanları doğrayıp zeytinyağında kavurun, şeffaflaşınca etleri de ilave edip biraz çevirin.
Ayıkladığınız ve dörde böldüğünüz şevketi bostanları ekleyip üzerine tuzunu, limon suyunu ve suyu ilave ederek düdüklü tencerede 30-40 dakika pişirin.
Hepsi bu.
Giritliler bu yemeklerinde terbiye kullanmıyorlar ama dilerseniz 2 çorba kaşığı yoğurt, 1 yumurta sarısı ve ½ limonla bir terbiye yaparak piştikten sonra ilave edebilirsiniz. (Tabi o zaman önceden limon koymanız gerekmez)

05 Aralık 2006

Orman Kebabı



Etli birşeyler yapmam gerekiyorsa ilk aklıma gelen yemek bu oluyor, çünkü çok kolay, çünkü lezzetli. (ben yemekte etten çok hoşlanmıyorum ya) İçindeki kekik etin tadını hemen değiştiriveriyor.

Muhtemelen yapılışını herkes biliyordur, ben sadece "bu akşam ne pişirsem" diye düşünerek okuyorsanız, iyi pratik bir alternatif olabilir diye yazıyorum. En iyi arkadaşı ise tabi ki pilav..
Malzemeler:
4-6 kişi için
  • 1/2 kg kuzu eti kuşbaşı
  • 1 kuru soğan ya da 15 adet arpacık soğanı
  • 1 adet çarliston biber
  • 2 adet patates
  • 2 adet havuç
  • 1 su bardağı bezelye
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağ
  • 1 çorba kaşığı kuru kekik
  • tuz
  • 1,5 bardak su

Etleri soğanlarla birlikte yüksek ateşte zeytinyağında çevirin. Suyunu çektikten sonra biberleri ekleyin ve bir süre daha kavurun. Daha sonra küp küp doğranmış havu ve patatesleri ve bezelyeleri ekleyin.Tuz, kekik ve suyu ekledikten sonra ağzı kapalı kısık ateşte 30-40 dakika pişirin. Maydonozla süsleyip servis yapın

Afiyet olsun.

04 Aralık 2006

Yeşil Mercimek Salatası

Bu yemeğe aslında salata demek biraz haksızlık. Benim bildiğim
kadarıyla bir öğünde almamız gereken tüm besinler bu tabakta mevcut.
Karbonhidratı, proteini, vitamini vs. Eğer sevdiğiniz bir lezzetse bence yanına
başka birşey eklemeden bolca yiyin. o kadar faydalı ki...

Yeşil Mercimek Salatası

6-8 kişi için

Malzemeler:

  • 1 su bardağı yeşil mercimek
  • 2 kahve fincanı çiçek şehriye
  • 3 domates
  • 2 salatalık
  • 8 sap taze soğan
  • 2 sivribiber
  • 10 dal taze nane
  • ½ demet maydanoz
  • 4-5 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
  • 4-5 yemek
  • kaşığı nar ekşisi
  • ½ adet limon
  • 1 çorba kaşığı kuru nane
  • 1 tatlı
  • kaşığı kuru fesleğen veya reyhan
  • tuz
Yapılışı:

1. Mercimekleri ayıklayın yıkayın ve bol
suda haşlayın.

2. Kaynadıktan 5 dakika sonra suyunu süzün yeniden temiz su ekleyerek iyice
pişene kadar kaynatın. Soğumaya bırakın.

3. Şehriyeleri haşlayın fazla suyunu süzün, soğumaya bırakın.

4. Derin bir salata kasesine, domates, ve salatalıkları küp küp doğrayın,
biberleri ince dilimleyin. Nane ve maydanozu incecik kıyın.

5. Soğumuş mercimekleri ve şehriyeleri ve tüm diğer malzemeleri ilave ederek
iyice karıştırın.

Afiyet olsun.
(Sayfamdaki posting kısmında arıza olduğu
için, önceden yapıp kötü günler için sakladığım tariflerden birini
yayınlıyorum.)


Problem var!

İyi haftalar,
postalamada bir genel bir sorun mu var yoksa sırf benim sayfama mı özgü acaba? Postalama sayfamda wysiwyg editorüm yok oldu. Bu yüzden resim, link ekleme,preview özellikleri yok oldu. Dolayısıyla sadece yazı yazılabiliyor. Bir sorayım dedim durum herkeste aynı mı? (Blogger beta için)

03 Aralık 2006

Sushi Dersleri (son)


Zaman zaman değişik sushi çeşitlerini yayınlamaya devam edeceğim. Ama temel yapım teknikleri bu kadar.
Ben herhangi bir ders almadım ama bildiğim kadarıyla bu konuda kurslar var. Eğer gerçekten ilgiliyseniz kursa pek gerek olmayacağını, bu işin en iyi izleyerek öğrenileceğini düşünüyorum. İyi bir sushi bar a gidin, bir sipariş verin , oturun ve yapımını izleyin. Temel tarifler ise burada hazır. Bütün ölçülere ve ipuçlarına sadık kaldığınızda sonuç ilk seferden itibaren başarılı oluyor.
Ben en çok Sushi&Sahimi
adlı kitaptan yararlandım.
Ayrıca aşağıdaki linklerde oldukça faydalı olabilir.

http://www.rain.org/~hutch/sushi.html#Contents
http://www.eatsushi.com/
http://www.sushilinks.com/
http://www.japan-guide.com/e/e2038.html
http://www.hub-uk.com/cooking/tipssushi.htm

01 Aralık 2006

Sushi tarifi 3


Pirinç hazır olunca artık sushi yapımına geçebiliriz. Ben ilk denememde avokado ve somonlu bir futo-maki yaptım. (Yani kalın sarılmış, ince dilimlenmiş, içinde 2 den fazla malzeme olan suşi)

Malzemeler:
12 adet suşi için:
  • 1 adet nori (yosun)
  • 1 ölçü su-meshi ( Pirinç karışımı)
  • 2 dilim avokado ( çok ince şeritler halinde kesilmiş)
  • 1 adet Salatalık (sadece kabuk tarafından çok ince şeritler halinde kesilmiş)
  • 2-3 somon surimi (çok ince şeritler halinde kesilmiş)
  • 2 çay kaşığı wasabi
  • soya sosu
  • gari (zencefil turşusu)

Önce bir adet yosun yaprağını (parlak tarafı alta gelecek şekilde) kesme tahtasına ya da tezgaha koyun. Eğer az malzemeli ve ince bir sushi çeşidi yapacaksanız (hoso-maki), yarım yosun yaprağı kullanın.
Ellerinizi suyla hafifçe ıslatın, pirinçten elinizle yeteri miktarda alıp yosunun üzerine homojen bir şekilde yayın. Kalın bir tabaka olmamasına ve fazla bastırmamaya özen gösterin.

Yosun plakanın alt ve üst kenarlarında 1 cm lik boşluk bırakın.

Pirinçlerin ortasına incecik kestiğiniz salatalık, avokado ve somon surimi şeritlerini yerleştirin.




Tüm malzemeler tamamlandıktan sonra yosun plakayı altındaki bamboo-mat ile birlikte yavaşça sarmaya başlayın. Sarma konusunda her seferinde daha da ustalaştığınızı göreceksiniz.





Elde ettiğiniz ruloyu dikkatlice kesme tahtasına alın. Keskin ve ıslak bir bıçakla tam ortasından dikkatlice ikiye bölün. (bıçağın yapışmaması için her kesim yapışınızda yeniden ıslatın)


Elde ettiğiniz iki parçayı da -eğer kalın suşi yapıyorsanız- dörde, ince suşi yapıyorsanız üçe bölerek, toplam 6 veya 8 parça suşi elde edin.


Yanında zencefil turşusu (gari), soya sosu ve wasabi ile servis yapın.

Wasabi hazırlamak için:
2 çay kaşığı wasabi toznu yine 1çay kaşığı su ile karıştırın, pürüzsüz bir ezme elde edin. Bunu elinizle fındık büyüklüğünde top yaparak suşikerin yanına koyun. Wasabiye elledikten sonra mutlaka HEMEN ellerinizi yıkayın, çünkü bu çok acı bir madde.

Bunlar daha sonraki denemelerimden. Ustalaştıkça daha ince sarılmış, uzun dilimlenmiş hoso-makiler yapabildim.

Önemli not: SUSHİ, HEMEN TÜKETİLMESİ GEREKEN BİR YİYECEK.
HAZIRLADIKTAN SONRA BUZDOLABINDA EN FAZLA YARIM SAAT BEKLETEBİLİRSİNİZ.

Mutlu bir haftasonu geçirmeniz dileği ile..

28 Kasım 2006

Sushi tarifi 2 (Su-meshi yapımı)


Su -Meshi
Yapacağınız suşi nin lezzetli olmasının ilk şartı; doğru bir pirinç karışımı hazırlamaktır. Bunun için aşağıdaki tarif oldukça iyi bir ölçü.
Malzemeler:
2 yaprak nori yani 12-16 adet sushi için:

  • 200 gr (1cup) Kısa beyaz pirinç (calrose olabilir)

  • 290 ml (1 1/3 cups) su

  • 45 ml ( 3 yemek kaşığı) pirinç sirkesi (yonezu)
  • 35 ml (7 çay kaşığı) şeker
  • 5 ml (1 çay kaşığı ) tuz
Pirinçleri soğuk suda, temiz su akana kadar iyice yıkayın. Temizlenmiş pirinçleri bir saat kadar dinlendirin.
Dinlenen pirinçleri ufak ama derince bir tencereye alın, üzerine suyu koyun. Harlı ateşte kaynama noktasına gelince 5 dakika sonra ,kapağı kapalı olarak en kısık ateşte 13 dakika kadar pişirin. (kapağı hiç açmadan)
Suyunu çeken pirincin altını kapatıp 10 dakika kadar- kapağı kapalı olarak- dinlenmeye bırakın.
Bu arada bir kasede pirinç sirkesine, tuz ve şekeri ekleyerek, malzemeler eriyene kadar karıştırın.
Pişen pirinçleri mümkünse ahşap (yoksa da metal olmayan) bir kaba alın, sirke karışımının tamamını kaşıkla pirinçlerin üzerine gezdirin.
Ahşap bir spatulayla karışımı havalandırarak soğutun. Fazla karıştırmayın. Hatta kitaplar, en kaliteli sonuç için, saç kurutma makinası ile soğutma yapılmasını öneriyorlar (ciddiyim).
Su-meshi artık hazır. Pirinçler fazla sertleşmeden şekil verme işine geçilmesi gerekiyor.
Not:Pirinç sirkesi bulamazsanız , kendiniz yapabilirsiniz. Bunun için kitaplar şu tarifi öneriyor:
Pirinç sirkesi:
1/3 cup beyaz sirke (Bunun hangi sirke olduğunu bende bilemiyorum doğrusu)
2 yemek kaşığı şeker
1-1/2 çaykaşığı tuz

Sushi Tarifi 1

Öncelikle netleştirmek gereken nokta: Çoğu kişi Sushi nin çiğ balık ya da çiğ deniz ürünlerinden oluşan bir yemek türü olduğunu düşünüyor.
Bu kısmen yanlış;
Sushi, çeşitli sebze ve deniz ürünlerinin (çiğ yada pişmiş olarak) özel bir tarifle yapılmış pirinç ve kurutulmuş yosun (nori) ile birlikte hazırlanmasından oluşan, damağa olduğu kadar, hatta daha da fazlası göze hitap eden bir Japon yiyeceği/sanatıdır.

Japonların “çiğ balık” olarak yedikleri yemeğin adı sashimi dir. Bu sushi den farklıdır. Sushi içerisinde de isteğe bağlı olarak çiğ balık kullanılabilir, ancak dilerseniz tamamen pişmiş deniz ürünleri ve hatta vejateryen sushi bile hazırlanabilir.
Sushi nin "şekil" ve "içindekiler" olarak pek çok değişik çeşidi vardır. Ortak nokta: hepsi pirinç içerir.


Elde tek tek şekillendirilen ve ikili olarak servis edilenlere sushi-nigiri,







Yosuna (nori) sarılarak hazırlanan ve 6 yada 8 parça olarak servis edilenlere sushi- maki denir.
Maki ler de içindeki malzeme çoksa ve kalın sarılmışsa , futo-maki,
Malzemesi az ve ince sarılmışsa, hoso-maki olarak adlandırılırlar.


Külah şeklinde sarılmış sushiler Tamaki-sushi olarak adlandırılır.



Sushi , soya sosu (shoyu), zencefil turşusu (gari) ve bir tür hardal (wasabi) ile servis edilir.


Ekipmanlar:
Sushi hazırlamak için öncelikle birkaç mutfak ekipmanına ihtiyacınız olacak:

Sushi bıçağı: (bento) Çok keskin herhangi bir bıçak işinizi görür
Ahşap Kesme tahtası
Bamboo-mat :
(makisu) Bambu çubuklardan yapılmış Amerikan servisler bu işi görür
Hoshi çubukları : Hijyen açısından, malzemeleri tutmak için kullanıyorlar, elimizle daha rahat yapabiliriz, evde bence gerek yok.
Ahşap kap,kapaklı: pirinç hazırlamak için
Ahşap spatula : yine bence fazla gerekli değil.
Sushi yapmak için gereken Malzemeler :


Yosun plakaları (nori) olmazsa olmaz! MetroGrossmarket te ve Ankara da Gift&Gourme de bulabilirsiniz.
Pirinç sirkesi (yonezu) ,yine aynı adreslerde
Japon hardalı (wasabi) Toz halinde satılıyor. Yine yukarıdaki adreslerde mevcut
Gari (ince dilimli zencefil turşusu) Daha sonra vereceğim tarifle evde kendiniz yapabileceğiniz gibi, yine yukarıdaki adreslerde ve real de bulabilirsiniz.
Soya sosu
Salatalık
Avokado
Yengeç surimi, ya da somon surimi yada da karides Çeşitli marketlerden bulabilirsiniz.
Ve asıl malzeme Su-meshi: Sushi yapmak üzere hazırlanmış pirinç karışımı (bir sonraki postada tarifini vereceğim) Su-meshi

Not: Bu resimler benim yaptığım sushilerden değil tabi ki, daha o kadar büyümedim:)

27 Kasım 2006

Sushi geliyor sushi


İŞTE SONUNDA SUSHİ YAPTIIIMM


Ah ne kadar seviyorum ben bu sushi yi bir bilseniz. Katılıyorum, herkes sevmiyor ama seven de deli oluyor. Bunun arası yok işte biliyorum böyle.. "Eh işte severim" diyenini daha duymadım. Ya siyah ya beyaz.
(Bu yemeğin baş hayranı da -şaşırmayın sakın-bizim Mimi. Onun sushi maceralarını ayrıca sayfasında yazacağım)

Eğer seviyorsanız, suşhi yi evde yapabilmek büyük keyif. Düşünsenize her istediğiniz an yapabilirsiniz, o kadar kolaymış ki. Birde dışarda yediğinizle maliyeti karşılaştırısanız , o oooh gel keyfim gel. Ben taktım kafaya bu işi. En basitiyle başladım. İlk deneme de başarılı olunca, güvenim arttı. Şimdi sıra çeşitlemelerde.
Tarifini toparlar toparlamaz yayınlayacağım. Bu arada siz de aklınıza gelen sorular varsa bana iletin, cevaplar için de hazırlanayım.

24 Kasım 2006

Pizza yapımı "sebzeli"

Pratik Pizza Yapımı

Haftasonu için biraz şımaralım mı? Eğer ekmek makinanız varsa buyrun size kolay bir tarif. Neden vejateryan olduğuna gelince; çünkü bizim evde salam sosis vs yok, girmiyor. Çünkü bunlar çocuklar için çok cezbedici şeyler, onları uzak tutmak imkansız. Ama içerdikleri nitrit, nitrat ve diğer lüzumsuz şeylerden dolayı da bir okadar sağlıksız. Başarabildiğimiz kadar uzak tutalım çocuklarımızı diye düşünüyorum ben, nasıl olsa birgün okulda vs yiyecekler.

Ekmek Makinesinde Vejateryan Pizza
6 kişilik

Hamuru için:

250 ml ılık su
3 yemek kaşığı zeytinyağı
1 çay kaşığı şeker
2 çay
kaşığı tuz
400 gr buğday unu
2 çay kaşığı kuru maya
Domates sosu için:
3 yemek kaşığı domates salçası
1 yemek kasığı kuru kekik
1 yumurta beyazı
2 yemek kaşığı zeytinyağı

Üzeri için:


1su bardağı rendelenmiş taze kaşar peyniri
2 adet domates
15-20 adet mantar
2 adet çarliston biber
1 küçük kutu konserve mısır
½ su bardağı dilimlenmiş siyah zeytin
5 adet kurutulmuş domates (ince ince dilimlenmiş)

Yapılışı:

1. Malzemeleri yazılış sırasıyla ekmek makinesine koyun. Hamur yapma programını seçin.
2. Program sona erince elde ettiğiniz hamuru hafifçe unladığınız tezgahta, fırın tepsisine sığacak şekilde açın.
3. Fırını çok az ısıtıp (40 C) tepsiyi yerleştirin ve 15-20 dakika kadar daha hamurun kabarmasını bekleyin.
4. Domates salçası, yumurta akı, zeytinyağı ve kekiği bir kapta karıştırın. Fırça yardımıyla hamurun üzerine yayın. (yumurta akıda nerden çıktı demeyin, deneyin. hamuru çıtır çıtır yapıyor)
5. Üst malzemelerini, yukarıdaki sıraya göre homojen bir şekilde dağıtarak hamurun üzerine ekleyin. (kaşar peyniri en altta olacak, yoksa diğer malzemeler sulanıyor)
6. 180 C fırında, 20-30 dakika civarında pişirin.
Güzel bir haftasonu geçirmeniz dileği ile...


Bütün Öğretmenlere Saygıyla Sevgiyle,

Öğretmenler gününüz kutlu olsun.

20 Kasım 2006

İşte Bir Girit harikası: Etli Maratha (Rezene ya da arapsaçı)

LÜTFEN DİKKAT:
Acemi aşçı'ya ait bu yazı ve resimler, pek çok internet forumunda, izin alınmadan ve link verilmeden kullanılmıştır.
Lütfen kullanmak istediğiniz zaman izin isteyin ya da link vermeyi unutmayın.


İşte yine benim bildiğim Girit yemeklerinden biri. Bu en sevdiğim. Çocukken evde yapıldığında hiç hoşlanmazdım aslında. Maratha dendiğinde anlamazdım, arapsaçı dendiğinde ise midem bulanırdı belki de bu yüzden sevmezdim. (Bir çocuk için pek de sevilecek yemek değil diye düşünüyordum ama benimki bayılıyor, bunun cinsi de böyle işte!).

Rezene ismini çok sonra öğrendim. Yabani rezene çok çok daha lezzetli ve kokulu aslında, ama mevsimi gelse dahi buralarda pek bulunmuyor tabiki. Son zamanlarda büyük marketlerde satılmaya başlandı ehli olanları. Evet aynı lezzet değil elbete ama idare ediyor işte. Yabani rezeneyi nereden bulacağımı bilen varsa lütfen bana yazsın, çok sevinirim.

Bu tarif çocukluğumda bizim evde yapılan değil, benim bir dergiden uyguladığım ve beğendiğim bir tarif. Anneminki farklı, terbiye kullanmadan yapar,birgün yaptığında onun tarifini de yayınlayacağım.
Etli Rezene

4 kişilik

  • 4 adet kuzu kol eti (toplam 1 kg civarı)
  • 1 adet kuru soğan
  • 1 adet havuç
  • 1 diş sarmısak
  • 2 paket (fazla da olabilir) taze rezene
  • 4 çorba kaşığı sızma zeytinyağı
  • 1 yumurta sarısı
  • 2 çorba kaşığı yoğurt
  • 1/2 limon suyu
  • tuz
  • 3 su bardağı su

Etleri, sarmısak ve küp küp doğranmış soğanlarla birlikte zeytinyağında biraz kavurun. Kısık ateşte suyunu çekene kadar kapağını açmayın.

Daha sonra dilimlediğiniz havuçları ve rezeneleri ilave edin. (Rezenelerin kök kısımlarını ikiye bölerek saplarını ise 3-4 cm uzunluğunda keserek kullanın. En lezzetli yeri püskül kısımlarıdır, sakın atmayın)

Üzerine kaynar su ilave edin. Oluşan köpükleri kepçeyle alın. Düdüklü tencerede 15-20 dakika, normal tencerede 45 dakika civarında (rezenelerin kökleri iyice pişinceye kadar) pişirin.

Diğer tarafta, yoğurt, limon suyu ve yumurta sarısı ile bir terbiye hazırlayıp pişmiş olan yemeğe ilave edin ve birkaç dakika daha kaynatın. Tuzunu ilave edin.